Biliyoruz ki fazla kahve tüketiminin vücudumuza zararı olmakta. Kalp, tansiyon, mide şeker hastalığı, su kaybı, migren, vitamin ve mineral kaybı, doğurganlık, hamilelik, baş ağrıları, karaciğer ve safra kesesi gibi alanlarda kahvenin aşırı tüketimi tehdit oluşturmaktadır.
- Özellikle yüksek tansiyonu düşürmek ve dengelemek için tüketimi tercih edilir. - Yükselen kolesterol için de tüketilmesi oldukça etkilidir. - Kalp rahatsızlıklarını önlemek için de Türk kahvesi tüketimi oldukça fazla tercih edilmektedir. - Sirozu azaltıcı etkisi ile karaciğer rahatsızlıklarına da iyi gelmektedir.
Kimler kahve içmemeli? Reflü, ülser, gastrit gibi sindirim sistemi problemi olanlar, akut veya kronik ishali olanlar, hipertansiyon hastaları ve yüksek kolesterolü olanların kahve içmemesi gerekir. Kan potasyum seviyesi yüksek olanların, karaciğer veya böbrek problemleri yaşayanlarında kahveden uzak durması gerekiyor.
- Mide asitlerini artırarak, ülser gibi hastalıkları artırabilir. - Migreni tetikler ve baş ağrılarına neden olabilir. - Tansiyonu yükseltir. - Aşırı tüketilen kahve vücutta vitamin ve mineral kaybının yaşanmasına neden olur.
Kahve tükettikten sonra kendini hasta gibi hisseden ve deride kaşınma ağız kuruluğu ve ağızda karıncalanma gibi belirtiler gösteren kişilerde kahve alerjisi olduğu söylenebilir. Kahve alerjisine kahvenin içinde bulunan bileşenlerden biri ya da birkaçı neden olabilir.
İlgili 16 soru bulundu
Kahve tüketmeyi bırakanlar depresyon, anksiyete, baş dönmesi, grip benzeri semptomlar, uykusuzluk, sinirlilik, ruh hali değişimleri ve halsizlik gibi yan etkiler bildirdiler.
Kafeinin etkisi 15 dakika içerisinde hissedilebilir. Kandaki kafein seviyesi yaklaşık olarak 1 saat sonra en üst seviyeye çıkar. Çoğu insanda birkaç saat bu seviyede kalabilir. 6 saat sonra ise alınan miktarın yarısı hala vücutta olur. Kafeinin kan dolaşımından tamamen temizlenmesi 10 saati bulabilir.
Kalp, tansiyon, mide şeker hastalığı, su kaybı, migren, vitamin ve mineral kaybı, doğurganlık, hamilelik, baş ağrıları, karaciğer ve safra kesesi gibi alanlarda kahvenin aşırı tüketimi tehdit oluşturmaktadır.
Günde 3-4 fincan kahve içenlerde karaciğer enzimleri olan AST, ALT, GGT düzeylerinin gerilediği, karaciğerdeki sertleşmenin düzeldiği, karaciğerde siroz ve kanser gelişim riskinin azaldığı hatta kahvenin metabolik sendrom ve diyabet üzerine de olumlu etkilerinin olduğu birçok çalışmada gösterildi” dedi.
Severek tükettiğiniz Türk kahvesi, gün içinde fazla miktarda tüketildiğinde tansiyonu yükseltir ve kronik bir hale dönüştürür. Hipertansiyon riskinden uzak kalmak için kahve miktarınızı en az seviyeye indirmelisiniz. Kafein, kalp atışını yükselten bir maddedir.
En Sağlıklısı Sade Kahve
Bu nedenle hem sağlık hem de lezzet açısından taze çekim, hafif ve orta kavrulmuş kahveler, katkısız hazırlanmalı ve tüketilmelidir.
"Filtrelenmemiş (Türk kahvesi, Espresso, French press vb.) kahveler kolesterolü artıracak kimyasallar içermekte. Kullanacağımız filtre ise erken ölüm ve kalp krizi riskini azaltıyor" şklinde ekleme yapan profesör, filtre kahvenin sağlık için daha faydalı olacağını belirtti.
Günde ortalama 300-400 mg kafein tüketimi genel olarak güvenilirdir. ( 500 mg fazla anlınmamalıdır.) Kahvenin türüne göre değişmekle birlikte ortalama bir fincan kahvede 80 - 200 mg kafein vardır. Ortalama 3-4 fincan kahve içilebilir.
Teksas Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, günde iki fincan kahve içen erkeklerin cinsel performanslarının arttığını ortaya koydu. PLOS ONE adlı dergide yayınlanan araştırmaya göre; günde iki fincan kahve tüketen erkeklerde, hiç içmeyenlere oranla yüzde 42 daha az sertleşme problemi görülüyor.
Kahve İçmek B12 Eksikliği Yapar mı? Çok fazla kahve tüketimi B12 eksikliğine sebep olabilir. Bu durumda da kişilerde halsizlik hali ortaya çıkabilir. Kahvenin bol miktarda kafein içermesi tüketiminde stres hormonlarını tetikler.
Genel olarak kansızlık ve demir eksikliği sorunu olanlar yemeklerden hemen sonra kahve içmemelidir. Kahvede bulunan polifenoller demir emilimini engeller.
Aşırı tüketilen bazı maddeler karaciğere ağır hasar verebilir. Bu nedenle alkol, katı (doymuş) yağlar, kızarmış yiyecekleri fazla tüketmemek, aşırı şeker ve tuzdan da kaçınmak gerekir. Karaciğerin işlevlerinden biri de şekeri yağa dönüştürmektir. Fazla şeker tüketimi karaciğer yağlanması riskini artırır.
Patates kızartması ve hamburgerin karaciğer sağlığı bozan gıdalardan olduğunu belirten Örkcü, “Doymuş yağ oranı yüksek yiyecekleri çok fazla yemek, karaciğerinizin işini yapmasını zorlaştırabilir. Zamanla siroz olarak bilinen karaciğerde iz kalmasına yol açabilecek iltihaplanmalara neden olabilir.” dedi.
Uzmanlar, sigara içmeyenler için günde iki ya da daha fazla fincan kahvenin, akciğer kanseri riskini yüzde 41, iki ya da daha fazla bardak çayın da yüzde 37 oranında artırdığı sonucuna vardı.
Çok fazla kahve içmek demir emilimini engelleyerek kansızlığa neden olabilir. Vücut dokularına oksijen taşıyan sağlıklı kan hücrelerinin azalması, kendinizi yorgun hissetmenize neden olur. Enerji düşüklüğünün yanı sıra anemi, tırnaklarınızın görünümünü de etkiler. Tırnaklar hassaslaşarak, kırılmaya başlar.
Kafein, damarların kasılıp büzülmesine neden olur, aniden kafein almayı keserseniz de kan damarlarının hızlı bir şekilde genişlemesiyle daha güçlü ve rahat şekilde kan akmaya başlar.
Fazla kahve tüketimi metabolizmayı ve kan akışını hızlandırdığı için kalp çarpıntısına hatta kalp krizine bile neden olabilir. Bu sebeple gün içerisinde fazla kahve tüketimi yapılmaması gerekmektedir. Ayrıca yüksek tansiyonu da tetikleyen kahve kalp sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
"Yapılan araştırmaya göre sigara ile kafein içeren kahve benzeri maddelerin birlikte içilmesi hem bağımlılığı artıyor hem de bu maddelerin zararlarını ikiye katlıyor. Uzmanlar sigarayı bırakanların kahve gibi kafeinli içecekleri de bırakması gerektiğini vurguluyor."
Hiç kafein tüketmemek ise, besinlerin daha iyi emilimini sağlayabilir. Kahve ve çayda bulunan tanenler, diş minesinde birikir ve dişlerin renginde lekelenmelere yol açabilir. Ayrıca soda gibi asitli içecekler de, dişlerin aşınmasına ve çürümesine yol açabilir.
Uzmanlar kafeinin uyuşturucu maddeler gibi ciddi yan etkiler yaratmayacağı ve sosyal olarak kabul edilebilir olduğu için bağımlılık yapıcı olmadığını belirtiyorlar. Kafeinin yapısı beyindeki adenozin molekülüne benzer. (Adenozin, sinir hücreleri arasında uyarı taşıyan bir maddedir.)
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri