Mantarlardan yoksun bir dünya kocaman bir çöplük alanına benzerdi. Mantarlar ve diğer çürükçüller olmasaydı, besin döngüsü dediğimiz ekosistemlerdeki enerji akışını sağlayan süreçte tek yönlü ve başı sonu belli olan bir süreç olurdu. Yani besin doğrusu olurdu.
Mantarlar, doğada besin döngüsünü sağlayan önemli ayrıştırıcılar oldukları için ekolojik olarak önemli canlılardır. Ayrıca mayaların ekmek, bira ve şarap gibi ürünlerin fermentasyonundaki rolleri ve şapkalı mantarların besin maddesi olarak tüketilmesi bu canlıları ekonomik olarak da önemli bir yere koyar.
Mantarlar hayvansal olmayan birkaç B12 vitamini kaynağı arasındadır. Riboflavin (B2) ve niasin (B3) vitaminleri, metabolizma ve hücre fonksiyonları için önemlidir. Bu vitaminler karbonhidrat, protein ve yağdan enerji üretiminde önemli bir rol oynamaktadır. İçerdiği D vitamini kemik sağlığa katkı sağlar.
Mantarın içeriğinde birden fazla vitamin ve mineraller vardır. İçeriğinde bulunan B vitamini sayesinde, sinir sistemi, protein, bağışıklık sistemi üzerinde yararlı etkilere sahiptir. Ayrıca içeriğinde bulunan demir sayesinde kansızlığı engeller. Kalsiyum içeriği ile kemikleri korumada faydalıdır.
Mantarlar aynı zamanda fermantasyon endüstrisinin temelini de oluşturur. Fermantasyon ve mayalanmış hamurun keşfinden sonra üretilmeye başlayan ekmek, insanoğlunun beslenmesinde önemli bir yere sahip olmuştur. Bazı alkollü içkilerin (Bira, Şarap vb.) üretiminde maya mantarlarından faydalanılır.
İlgili 39 soru bulundu
Mantar içerisinde pek çok lif barındıran bir besindir. Bu sayede özellikle karaciğer, bağırsak ve akciğerde bulunan toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Ayrıca içerisinde bulunan selenyum sayesinde kanser riskini engeller ve kanserli hücrelerin yayılmasını önler.
Mantar doğal bir antioksidan etkisi görse de aşırı tüketimi sonucu bazı rahatsızlıklar ortaya çıkarabilir. Gereğinden fazla miktarlarda mantar tüketilmesi, yorgunluk, halsizlik, mide sorunları ortaya çıkarabilir. •Çok fazla tüketiminde ayrıca alerji, cilt alerjisi ve baş ağrısı gibi sorunlar ortaya çıkarabilir.
Mantarın üzerinde çürükler ve ve kahverengi lekeler olup olmadığına bakmalısınız. Çürüklü ve kuru mantarları yememeye dikkat edin.Mantarda değişikliği asla iyiye işaret değildir. Çürükler ve kahverengi veya siyah noktalar, mantarlarının bozulduğunun ilk işaretlerinden kabul edilir.
Ayrıca mantar içeriğinde bulunan CLA (konjuge linolelik asit) ile yağ kaybına yardımcı olur. İçeriğindeki besin ögeleri faydalı olsa da mantarın hayvansal protein içeriği düşüktür ve et grubu bir besin değildir, sebze yerine tüketilebilir.
Mantar oldukça faydalı bir besindir. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi sayesinde, kişilere çeşitli hastalıklara karşı koruma sağlar. Mantar; A, B, D ve K vitaminleri, kalsiyum, potasyum, bakır ve fosfor mineralleri bakımından son derece zengin bir besindir.
Mantarlar karbon ve enerji kaynaklarını bir çok substratlardan temin edebilirler. Doğada serbest olarak yaşayan mantarların bir çoğu enerji için bitkisel orijinli kaynaklardan yararlanırlar. Mantarların büyük bir ekseriyeti de glikoz, sakkaroz, nişasta, maltozu ayrıştırabilir ve bunlardan yararlanabilir.
Çoğu insan, mantarların bitki olduğunu düşünmektedir, ancak mantarlar bitki değildir. Çünkü, mantarlar kendi besinlerini üretemezler. Bu yüzden mantarlar üretici değil, ayrıştırıcıdırlar.
Günümüzde en sevilen mantar çeşitlerinden olan ağaç yani istiridye mantarı doğada bulunduğu gibi aynı zamanda yetiştirilmektedir. Genel olarak denilebilir ki; doğada kendiliğinden ağaçta yetişen hemen hemen tüm ağaç mantarları yenilir.
Mantarlar, bitkiler ve hayvanlar âleminden farklı olarak Fungi âleminde yer alan canlılardır. Genellikle neden oldukları hastalıklar ya da zehirlenme olayları ile gündeme gelmelerine rağmen, aslında doğada ve insan yaşamında sayısız yararları ve kullanım alanları olan canlılardır.
Vücut hayvansal gıdalarla protein kadar da yağ alıyor ancak mantarda yağ oranı neredeyse sıfır. Mantarla vücut, saf protein alır.
"Mantarın içeriğinde fazla miktarda yağ ve kolesterol yok. İyi temizlenmesi durumunda çiğ olarak tüketilmesi daha faydalıdır" diyen Basım, "Çünkü mantar protein kaynağıdır. Çiğ olarak tüketilmesi daha faydalı olur. Yurt dışında mantar daha çok çiğ olarak tüketilmektedir" diye konuştu.
Bizim ihtiyaçlarımızı karşılamamız için dört temel besin grubundan tüketmemiz gerekir. Mantar ise sebze grubunda yer almaktadır. Mantarın aynı zamanda bir “D vitamini” deposu olduğu söylenir.
Eğer mantarınız bu şekildeyse kesinlikle tüketmeyiniz. Mantar buzdolabında 4-7 gün kadar bozulmadan tazeliğini koruyabilmektedir. Hemen tüketmeyecekseniz buzluğa da atabilirsiniz. Buzlukta 1 ay kadar bozulmadan kalabilir.
Kültür mantarı hem ekonomik yönden daha uygun hem de kullanımı daha kolay bir mantar türü olmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için, kanser hücrelerini vücudunuzdan uzaklaştırmak için, kalp ve damar sağlığını korumak için haftada 1 defa da olsa mantar tüketmeniz önerilir.
Genellikle olarak beyaz solungaçlı, şapkası kırmızı ve kahverengi olup üzerinde beyaz benekler bulunan ve sapın topraktan çıktığı yerde yüksük biçiminde bir kılıfı olan mantarların zehirli olduğu tahmin edilir.
Klorofil içermedikleri için fotosentez yapamazlar. Bu özellikleri ile yüksek bitkilerden ayrılırlar. Mantarlar, yaşam döngülerini sürdürebilmek için sporları ile çoğalır ve çevreye yayılırlar.
Çok sıcak ve nemli hava, vücut temizliğine dikkate etmemek, aşırı terlemek, dar ve sentetik kıyafetler tercih etmek mantar enfeksiyonuna zemin hazırlamaktadır. Bağışıklık sisteminin zayıf olması da yine mantar enfeksiyonuna yakalanma riskini artırmaktadır.
Özellikle kan inceltici ilaç kullanan, kronik kalp rahatsızlığı olan kişilere zararlı olan reishi mantarını cerrahi operasyon geçirecek olan hastaların kullanmaması gerekmektedir. Alerjik yapısı bulunan, hassas bünyeli olan kişilere duyarlılığa sebep olabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri