Su eklenerek kaynatılan kahve mutbak olarak adlandırılan özel kaplar kullanılarak süzülür. Süzülen kahve tekrar su konularak kaynatılır ve bu kaynatma süreci, kahvenin tortusundan tamamen ayrılmasına kadar devam eder. Tortusundan ayrılmış kahve su katılarak ve belirli bir kıvama gelinceye kadar tekrar kaynatılır.
Önce çiğ (yeşil) halde bulunan kaliteli kahve çekirdekleri iyice kavruluyor. Sonra ağaçtan yapılmış dibek adı verilen bir havanda çok incelmemesine dikkat edilerek dövülüyor. Ardından "gümgüm" adı verilen büyük bir cezvede 2 saat gibi bir süre boyunca kaynatılıyor.
Çekilmiş kahve üzerine su eklenerek kaynatılır, belli bir kıvama geldikten sonra tortusundan ayırmak amacıyla mutbak adlı özel kaba süzülür. Elde edilen karışıma tekrar kahve ve su eklenir.
Mırranın hazırlanışı şöyle: "Gümgüm (Büyük Cezve) su ile doldurulur, ocağa konur. Su kaynadıktan sonra yarım kilo kahve içine atılır. İki saat kaynadıktan sonra ateşten indirilir. 20 dakikalık süzülmeye bırakılır bittikten sonra kahve 2 saat daha kaynatılır ve süzülmeye bırakılır. Böylece mırra hazırlanmış olur.
Kahve, Arap cezvesinde kaynatılarak ve karıştırılarak pişirilir. Ardından uzun bir süre termosun içerisinde bekletilerek demlenmesi sağlanır. Sonrasında kulpsuz fincanlarda küçük porsiyonlar şeklinde termostan servis edilir. Genellikle koyu kavrulmuş çekirdekler kullanılır.
İlgili 32 soru bulundu
Mırranın en çok bilinen faydaları arasında karaciğer hastalıklarının önüne geçmesi sayılmaktadır. İçenlerin metabolizmalarını hızlandırması sayesinde kişilerin daha canlı ve daha enerjik hissetmelerini sağlar. Doğal bağışıklık sistemini güçlendiren mırra, bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucu bir etki gösterir.
Arapçada “mur” kelimesi “acı” demektir. Mırra kahvesi hepimizin bildiği gibi Türk kahvesi fincanlarında servis edilmez. Acı ve ağır bir tadı olduğundan minik ve özel kulpu olmayan fincanlarda ikram edilir. Yapım aşamasında kakule bitkisinin tohumlarından faydalanılan mırra kahvesine aroma veren kakuledir.
Kürt Kahvesi 250 GRAM
Kürt Kahvesi 6 karışımdan oluşmaktadır.İçerisinde Menengiç,kakule,Krema,keçiboynuzu ve mardine özel Özütü'nden oluşur. Özel kavrulmuş dağ kahvesi ile tadına tat katan muhteşem bir kahvedir. İçimi çok hafif köpük oranı fazladır. Hafif Kahve Sevenler için güzel bir kahve'dir.
Zaten Mırra'nın sözlük anlamı: acı demektir. Bu bir gelenektir. Acı kahve özel kişiler tarafından kulpsuz iki fincanla konuklara ikram edilir.
Mırra, Arap coğrafyasına özgü, birkaç kez demlenerek hazırlanan acı kahvedir. İsmi, Arapça acı anlamına gelen مر murdan türemiştir. Çok acı ve koyu olması nedeniyle ufak fincanda içilir.
“Mırra sağlık üzerinde olumlu etkilere sahip. Uyarıcı etkiye sahip olduğu için dikkat toplamada ve konsantrasyon artırmada önemli bir görev üstleniyor. Aşırıya kaçmadan tüketilen mırra, baş ağrısına, selülite ve karaciğer hastalıklarına iyi geliyor.
Arap kentlerinden geldiği söylenen mırra, özellikle Urfa ve çevresinde içilen geleneksel bir kahve olarak dikkat çekiyor. Genellikle, misafirlere ikram etmek, ya da düğün yemeklerinden sonra servis edilmek üzere hazırlanan mırra, özel fincanlarla sunuluyor.
Ağa içeceği de denilen mırra düğün, cenaze, sünnet, bayram gibi özel günlerde servis edilir. Servis ederken yaşça büyükten küçüklere doğru servis edilir. Geleneksel olarak kulpsuz Türk kahvesi fincanına benzer küçük fincanlarda servis edilir.
"Viscous Cafe nere?", "Ass Kicker da ne ola ki?" diye kafasında deli sorular olanlar için açıklayalım: Viscous Cafe, Avustralya'nın Adelaide kentinde bulunan bir kafe ve bir bardağı 80 bardak kahveye eşit değerde kafein içeren dünyanın en sert kahvesini satan yer.
Mırra içmeyi reddetmek kadar üçüncü bardağı istemek de saygısızlık olarak kabul edilir. Mırra içen kişi mırrayı içtikten sonra bardağı masaya ya da yere düz bir şekilde koymamalıdır.
Arap kahvesi, Coffea Arabica çekirdeklerinden demlenmiş bir kahvedir. Orta Doğu'daki çoğu Arap ülkesi, kahve demlemek ve hazırlamak için farklı yöntemler geliştirmiştir. Kakule sıklıkla eklenen bir baharattır, ancak alternatif olarak sade veya şekerli olarak da servis edilebilir.
80 yıl önce fransa'da paketlenerek diğer avrupa ülkelerine ihraç edilen 'qehweya kizwan' paketlerinin üzerinde kürd kahvesi yazıyordu. Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ardından kürd kahvesi türk kahvesi adını aldı. yüzlerce yıldır kürdlerin yaptığı 'qehweya kurd', 'menengiç kahvesi'ne dönüştü.
Çifte kavrulmuş kahve çekirdeği kullanılarak hazırlanan Hatay kahvesi, klasik Türk kahvesine göre çok daha sert ve koyu renklidir. İki kere kavrulmuş olması sebebiyle kokusu da tadı gibi sert ve keskindir.
Türk kahvesinin her yöreye özgü farklı pişirme yöntemleri olsa da “süvari kahvesi”, “menengiç kahvesi”, “kül kahvesi” ve “cilveli kahve”, "mırra", "dibek kahvesi", "devebatmaz kahvesi" ve "yandan çarklı" en çok bilinenlerdir: Süvari kahvesini Ege ve Akdeniz ahalisi, ince belli çay bardağında tüketir.
Ermenistan'da yapılan kahve, Türk usulü olarak yapılır, ancak Ermeniler kahveyi asla "Türk" olarak tanımlamazlar; kahveyi tanımlamak için "Türk kahvesi"'nin yerine "Ermeni kahvesi", "siyah kahve" ya da "olağan kahve" örtmeceleri kullanılır.
Agitbey Lübnan kahvesi kimilerine göre Adnan Kahvesi, kimilerine göre de Beyrut Kahvesi ismini almıştır. Bu kahve özel dağ kahvesinden oluşur.Koyu kavrulmuş sert kahvedir. İçerisinde kakule bitkisi bulunur. İçimi biraz serttir.
Mardin yöresine ait olan ve Mardin kahvesi olarak da bilinen Süryani kahve aslında kakuleli Türk kahvesi. Farkı, aromasından ve Türk kahvesinden daha uzun süren pişirme yönteminden geliyor. Mardin kahvesi, uzun uzun kısık ateşte kaynatılıyor. Kaynadıkça kakulenin aroması çıkıyor ve kahve sert bir hal alıyor.
Eskiden özellikle aşiret zamanında fincanın yere indirilmesinin üç farklı cezası vardır. Bu cezalar acı kahveyi (mırra) dağıtan kişi bekâr ise o evlendirilir, evli ise fincanın içi altın ile doldurulur ya da altın değerinde bahşiş verilir.
Şanlıurfa'da da içilen mırra, Arapların yaşadığı; Harran ve Ceylanpınar'da yaygın olarak içilir.
Cezvenin içerisine her fincan kahve için bir fincan su koyun ve her fincan kahve için 1 çay kaşığı kahve ve 1 çay kaşığı şeker koyun. İyice karıştırın, cezveyi kısık ateşe yerleştirin. Yerleştirdikten sonra asla karıştırmayın ve yavaşça kaynama derecesine getirin. Yeniden kaynatın ve kalanı fincanlara dağıtın.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri