Şekerden uzak durma: Fazla şeker tüketimi anksiyeteyi tetiklediği için anksiyete krizinin geldiğini fark ettiğiniz anda şekerli gıdalardan uzak durun.
Diyabetin beyne ve ruha etkilerine bakıldığında; diyabet depresyona ek olarak anksiyete problemi yaşanmasına da neden olur. Yüksek düzeyde şeker tüketimi beyin kaynaklı nöropatik faktör olarak isimlendirilen bir proteinin miktarının düşmesine neden olur.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu ve katkı maddeli besin tüketmeyin. Rafine şeker ve unları tedricen azaltın. Aniden kesmeyin, yoksunluk olur. Tatlandırıcı, özellikle aspartam içerikli tatlandırıcı kullanmayın.
Anksiyetenin temel tetikleyicileri arasında çevresel stres faktörleri, genetik yatkınlıklar, diğer hastalıklara bağlı komplikasyonlar ve beyin kimyasındaki düzensizlikler sayılmaktadır.
Nihat Kaya, beslenme alışkanlıklarının panikatağı artırıp-azaltabileceğini söyledi. Kaya, koyu çay, kahve, kolalı içecekler, alkol, aşırı sigara içimi, aşırı yemek yemek, tatlılar, uzun süre aç kalmanın panikatağı tetiklediğini aktardı.
İlgili 44 soru bulundu
Çünkü bitter çikolata, mutluluk hormonu salgılar ve daha mantıklı düşünmenizi destekler. Vücudunuza zarar veren atıştırmalıkları tüketmek yerine, stresli durumlarda bitter çikolata tercih ederek ruhunuzu ve bedeninizi kaygıdan arındırmış olursunuz.
Yürüyüş yapmak, kitap okumak, film/video izlemek, kaygılı düşünce kalıplarından uzaklaşmanızı ve kontrolü elinize almanızı sağlamaya yardımcı olabilir. Şekerden uzak durma: Fazla şeker tüketimi anksiyeteyi tetiklediği için anksiyete krizinin geldiğini fark ettiğiniz anda şekerli gıdalardan uzak durun.
Anksiyete ile başa çıkmada ilaçsız tedavi yöntemleri de tercih edilebilir. Anksiyete ilaçsız tedavi yöntemlerinin başında sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak ilk sırada yer alır. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam anksiyete ile başa çıkmada oldukça önemli rol oynar.
Depresyonda olmak, anksiyete riskinizi artırır. Kendi sağlığınız ya da çevrenizdeki kişileri sağlığından duyulan endişe ve stres hali anksiyete bozukluklarını artırabilir. Madde bağımlılığı anksiyete riskini artırır. Çocuklukta yabancılardan çekinen, kendini geri çeken, iletişim kurmayan kişilerde risk fazladır.
Stres durumunda vücuttaki kortizol seviyesi artar. Ayrıca uzmanlar dehidrasyonun da vücuttaki kortizol seviyesini artırıp daha stresli hissedilmesine neden olabileceğini belirtmektedirler8. Diğer bir deyişle, vücudunuzun ihtiyacı olan miktarda su tüketerek stres seviyenizi dengede tutmak mümkün olabilir.
Egzersiz ve spor yapmak ruh halini düzeltmek ve psikolojik zindelik için birebirdir. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, anksiyete ile başa çıkmanızda en büyük desteklerdendir. Alkolden uzak durun. Alkol anksiyete sorunlarında yatıştırıcı etki gösterse de depresyona eğilimi arttırır.
Özellikle yoğurdu, kefiri, tarhanayı ve turşuyu günlük beslenmenize dahil ederek yaşam kalitenizi arttırabilir, anksiyete ve kaygı bozukluğunuzu yönetebilirsiniz.
Günlük diyetinizden şeker çıkarıldığında cilt kalitesi artar, akneler, tahriş ve ince çizgiler azalır. Diyabet gibi önlenebilir hastalıkların yanı sıra kalp krizi ve felç riskinin genel riskinde bir azalma görülür; aynı zamanda yaşam kaliteniz ve yaşam sürenizi de artar.
Gazlı ve yoğun şekerli içecekler: İçeceklerdeki şeker, kana daha hızlı karıştığı için kan şekerinin aniden yükselmesi ve insülin hormonunun aşırı salgılanması ya da şekerde ani düşüş ile birlikte panik durumu ortaya çıkabilir.
Yapılan araştırmalar ruhi sıkıntıların, şok ve korku gibi psikolojik etkenlerin pankreasta olan insülin salgılamasını etkilemekte, kanda şekerin yükselmesine, idrarda şeker olmasına etkili olduğunu göstermiştir. Ruhsal sorunların şeker hastalığını davet ettiği ortaya çıkmıştır.
Yaygın anksiyete bozukluğunun önde gelen tedavisi uygun şekilde seçilmiş antidepresanlardır. Tedaviye bazen de kısa süreyle benzodiazepin grubu ilaçlar eklenmektedir. İlaç tedavisi tek başına ya da gereğinde bilişsel-davranışçı terapi ile birlikte uygulandığında %90'lara ulaşan oranlarda başarılı olunmaktadır.
Klonazepam, klordiazepoksit gibi ajanlar ise uzun ve düzenli etkileri, doz ayarlama kolaylığı nedeniyle kronik vakalarda iyi bir tercihtir. Alprazolam (Xanax) ve diazepam ise orta etkili ajanlar olup her tür anksiyete tedavisinde sıklıkla kullanılırlar.
Sürekli ve aşırı kaygı, stres hormonlarımızın sürekli olarak salgılanmasına sebep olarak kalp ve damar rahatsızlıkları ve stres kaynaklı ülser gibi sorunlara da yol açabilir.
Depresyon, panik atak ve anksiyeteye neden olan ikinci bir olası nedense B6, B9 ve B12 vitamin seviyelerinin gereğinden düşük olması. Vücuttaki B12 vitamini seviyesini yükseltmek için kırmızı et, somon, karides, karaciğer, yumurta ve yoğurt gibi besinlerden faydalanabilirsiniz.
Sıkıntılı ve gergin ruh hali, dikkat ve hafıza sorunları, ölüm korkusu, kendine veya bulunduğu ortama yabancılaşma hissi, çarpıntı, mide ağrısı anksiyetenin belirtilerindendir. Anksiyete belirtilerinin gözlemlenmesi durumunda bir uzmana başvurulması ruhsal ve fiziksel sağlığı korumada önemli bir adımdır.
Beyinde salgılanan seratoninin salınımında dengesizlik olması ve sinir uçlarının doğru iletim yapamaması yaygın kaygı bozukluğunun görülmesine neden olmaktadır. Kaza, ölüm, taciz, boşanma gibi travmatik olaylar bireylerde yaygın kaygı bozukluğu görülmesine neden olabilmektedir.
Kafein, anksiyete bozukluklarının kötüleşmesi ve sürdürülmesiyle ve zaten bu tip olaylara yatkın olanlarda panikatak veya anksiyete ataklarının başlamasıyla ilişkilendirilmiştir. 200 mg'ı geçen kafein tüketiminin bir toplumda anksiyete ve panikatak olasılığını artırdığı görülmüştür.
Zerdeçalın anksiyeteyi hafifletici etkileri de depresyonla ilişkili olabilir. Anksiyete ve depresyon sıklıkla bir arada görülen durumlardır ve zerdeçalın anksiyete semptomlarını azaltmada katkısı olabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri