Sinüzit; akut, subakut ve kronik sinüzit olmak üzere 3 grupta sınıflandırılmaktadır. Akut sinüzitler, yaklaşık 4 hafta sürmekte, ilaç tedavisiyle ya da kendiliğinden iyileşme göstermektedir. Subakut sinüzit, akut sinüzitin henüz tam olarak iyileşmediği, kronik sinüzitin ise tam olarak oluşmadığı geçiş evresidir.
Akut sinüzit belirtileri genellikle 4 hafta içerisinde tamamen düzelmektedir.
Akut sinüzit tedavisinde antibiyotik gerekebilir
Akut sinüzit, belirtileri 3 aydan daha az sürede tamamen düzelebilen çoğu zaman virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Akut sinüzitlerin tedavisinde özellikle doğru antibiyotik kullanımı önemlidir. Bu yüzden mutlaka doktorun önerdiği antibiyotikler kullanılmalıdır.
Akut sinüzite çoğunlukla soğuk algınlığı neden olur. Bakteriyel bir enfeksiyon gelişmedikçe, çoğu vaka bir hafta ila 10 gün içinde düzelir ve akut sinüziti tedavi etmek için tek gereken evde gerçekleştirilecek bakım olabilir. Medikal tedaviye rağmen 12 haftadan uzun süren sinüzite ise kronik sinüzit denir.
Akut sinüzit hepimizin bir nezle veya grip sonrası senede 1-2 defa yaşayabildiği geçici iltihaplanmalardır. Çoğu kez antibiyotik tedavisiyle kısa sürede en fazla 1 ay içinde düzelir. Subakut sinüzit 1-2 ay arası süren sinüzitlere denir. Kronik sinüzitler genel olarak 2 ay veya daha uzun sürerler.
İlgili 34 soru bulundu
Sinüzit olup olmadığı nasıl anlaşılır? Burunda tıkanıklık, tat ve koku kaybı, ateş, koyu bir burun akıntısı, genizde akıntı, sinüzitin en belirgin belirtileridir. Bunların yanında baş ağrısı, ağızda koku, halsizlik, kulakta ağrı ve diş ağrısı yer almaktadır.
Kronik Sinüzitte Kesin Tedavi
Tıkalı olan sinüs kanallarının uygun cerrahi tekniklerle açılarak kolayca tıkanmayacak şekilde genişletilmesi ise polip ya da silya hareket bozukluğu gibi ek problemi olmayan hastalarda kronik sinüzitin kesin olarak tedavi edilmesini sağlamaktadır.
Ayrıca kulak ağrısı, ağız kokusu, ateş, boğaz ağrısı, halsizlik ve baş ağrısı gibi yakınmalar da eşlik edebilir. Akut rinosinüzit daha uzun süren kronik rinosinüzite dönüşebilir. Yine şiddetli enfeksiyonlar, menenjit ya da görme kaybına kadar gidebilecek göz enfeksiyonlarına neden olabilir.
Sinüzit ve reflüden korunmak istiyorsanız:
Öğününde, düzenli ve dengeli beslenin. Akşam yemeklerinde hazmı zor olan hayvansal gıdalar ve fastfood yiyeceklerden uzak durun. Gün içerisinde en az 10 bardak su (2 litre) tüketin, Aşırı çay ve kahve tüketiminden kaçının.
Tedavide burun açıcı spreyler ve soğuk algınlığı hapları, alerji hapları ve spreyleri, burun ile sinüs yıkama sıvıları ve spreylerinden faydalanılır. Kronik sinüzitler ise öncelikle ilaç tedavisi ile tedavi edilmeli, fakat dirençli vakalarda ve tekrarlayan durumlarda cerrahi tedavi düşünülmeli.
Koyu burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi, tat-koku kaybı ve ateş akut sinüzitin klinik tanısında yer alan majör kriterleri oluşturur. Minör kriterler arasında ise baş ağrısı, kulak ağrısı, ağız kokusu, diş ağrısı ve halsizlik yer alır.
Eğer sinüsleriniz hala doluysa; baş parmaklarınızla, her iki kaşın ortasına bastırın ve yukarı doğru masaj yapın. Bu masaj esnasında dilinizi damağınızda tutun. Ağız içinden baskı yaparken; parmaklarınız da burnun rahatlamasına yardım edecektir. Sinüslerin boşalması için bu yöntemi deneyebilirsiniz.
Soğuk algınlığına bağlı sinüzit tedavisinde antibiyotikler kullanılmalıdır. Semptomların kötüleşmesi durumunda ise doktora gidilmesi gerekir. Sinüslerin tıkanması durumunda temiz su ile hazırlanan tuzlu- karbonatlı sular ve okyanus suları ile burun yıkaması yapılmalıdır.
Ayrıca akut sinüzit hastalığın kendiliğinden de geçebilen bir türüdür. Ancak kronik sinüzit hastaları için süre bu kadar kısa değildir. Kronikleşen hastalıklarda sık sık tekrar eden kesintisiz belirtiler görülür. Kronik sinüzit hastalığında da hastalığın belirtileri en az üç ay kadar kendini göstermektedir.
Sinüzit en çok kimlerde görülür? Sinüzit genellikle soğuk algınlığı, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olarak ortaya çıkar. Bununla birlikte alerjisi olan kişilerde ve burun septumu eğriliği gibi anatomik problemleri olanlarda da daha sık görülür.
Soğuk algınlığı ya da enfeksiyonel burun tıkanıklığı durumları sinüzite neden olabileceği için, bu tip rahatsızlıklar için önlem almak ve bunun içinde C vitamini ya da C Vitamini barındıran yiyecekleri tüketmek.
Soğuk havaların başlamasıyla birlikte kendini sıklıkla gösteren sinüzit öyle bir hastalık ki, sadece fiziksel belirtiler göstermekle kalmıyor, aynı zamanda uyuşukluk, çalışma isteksizliği ve depresyon dahil olmak üzere birçok psişik semptomları da beraberinde getirebiliyor.
Sinüzitin oluşmasının birçok sebebi olabilir. Burun eğriliği, geniz eti, , kistik fibrozis, bağışıklık sistem yetersizliği, kuvvetli sümkürme kronik sinüzitin nedenlerindendir. Bunun yanı sıra yüzücülerde sürekli su altında kaldıkları için sinüzit gelişebilir.
"Önem verilmeyen bir gribal enfeksiyon, doğru tedavi edilmediğinde sinüzite yol açabiliyor. Sinüzit ise kronik farenjit, kronik bronşit, gastrit, reflü, göz çevresi enfeksiyon ve apseleri, menenjit ve beyin apsesine kadar varabilen ciddi hastalıklara davetiye çıkarabiliyor..."
Geniz akıntısının sinüzit ile bağlantısı nedir? Akut sinüzitlerde sinüs boşlukları iltihapla doludur ve sinüs kanallarından burun boşluğuna iltihap akışı olur. Burun boşluğundan da genize ve boğaza sarı-yeşil renkli balgam gelişi olur. Üst solunum yolu infeksiyonlarında hissedilen burun-geniz akıntısı bu şekildedir.
Sinüs kanallarının çeşitli sebeplerle iltihaplanması sonucu oluşan sinüzit özellikle sonbahar ve kış aylarında artış gösteriyor. Genellikle ilaçlarla tedavi edilen sinüzit kronikleştiğinde ise cerrahi müdahale gerekebiliyor.
Bol Su İçmek Sinüzit Şikayetlerini Azaltıyor.
Sinupret®; çuha çiçeği, centiyane kökü, kuzukulağı, mürver çiçeği ve mine otu şeklindeki beş tıbbi bitkinin bileşimi yoluyla paranazal sinüslerin akut ve kronik enflamasyonlarına karşı güvenilir bir etki gösterir. Koyu mukus hızla sökülür. Paranazal sinüslerin şişliği azalır. Tekrar serbestçe nefes alabilirsiniz.
Akut sinüzit ve subakut sinüzit dönemlerinde ilaç tedavisi verilmektedir. Hastanın durumuna göre bu ilaçlar bazen hap ve iğne şeklinde bazen de damardan serum şeklinde olabilmektedir. Bu tedavilere cevap vermeyen vakalarda tedavi cerrahi ile yapılabilmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri