Thorndike'a göre öğrenmenin temelini duyusal izlenimler ile harekete geçme itkileri arasında kurulan "bağlar" oluşturur. Bu teori alışkanlık- ların kazanılmasını ve kaybolmasını; bağların kuvvetlenmesi ve zayıflaması olarak açıklar.
Bağdaşımcılık kuramı ya da bağlaşımcılık teorisi bir zihinsel hal ile kendisinden hemen sonra gelen hâl arasında bağ kurulduğu ve zihinsel süreçlerin bu sekilde kurulan bağlarla işlediği fikrine dayanmaktadır. Bütün zihinsel süreçler bağımsız psikolojik unsurlar (idealar) ve bu unsurların kombinasyonundan oluşmaktadır.
Thorndike'a göre öğrenmenin en temel biçimi deneme-yanılma öğrenmesidir. Organizma ya da birey bir amaca ulaşmak ya da problem çözmek için çeşitli yollar dener. Bu denemeler sonucunda en pratik/kısa yolu bulunca onu seçer ve beyinde sinaptik bağlarla bağlar.
Bağlaşımcılık Kuramı (Thorndike) tarafından ortaya atılmış bir kuramdır. Thorndike öğrenmeyi bir problem çözme süreci olarak değerlendirmiştir. Problemleri deneme – yanılma ile çözmeye çalışır. Uyarıcı – Tepki arasındaki sinirsel bağdan yararlanır.
Thorndike bunu, “ bir davranış memnuniyeti takip ettiğinde, bu davranışın tekrarlanmasının daha muhtemel olduğunu” öneren “Etki Yasası” olarak adlandırdı. Olumsuz bir sonuç bir eylemi takip ederse, tekrarlanması daha az olası hale gelir.
İlgili 41 soru bulundu
Bağdaşımcılık Kuramı Thorndike' nin kuramı ilk modern öğrenme kuramıdır. Uyarıcı ile tepkiyi bir arada tutan şeyin ne olduğu incelemiştir. Thorndike, uyarıcı ile tepkinin sinirsel bir bağla bağlandığına inanmaktadır.
Skinner'ın Edimsel Koşullanma Teorisi. Skinner'ın edimsel koşullanma teorisi, bir bireyin davranışlarının ödül ve ceza eylemleri aracılığıyla nasıl şekillendirilebileceğine ve tahmin edilebileceğine odaklanmıştır. Bu teori, davranışların sonuçları tarafından belirlenebileceği fikrini ortaya koyar.
Öğrenmeyi bilişsel açıdan inceleyen kuramlardan biri olan bilgiyi işleme kuramı, insan öğrenmesinde öğrenme sürecini bilgisayara benzetmektedir. İnsan zihni bilgiyi alır, işler, biçim ve içeriğini değiştirir, depolar, gerektiği zaman geri getirir ve tepkiler üretir.
Etkinin yayılması; bir davranışın pekiştirilmesi, o davranışla birlikte bulunan doğru veya yanlış başka davranışların da pekiştirilmesini sağlamasıdır.
Skinner'in edimsel koşullanma yaklaşımında bu durumun karşılığı olan teknik ise, biçimlendirmedir (kademeli yaklaşma). Örneğin; otomobil ya da bilgisayar kullanmayı öğrenmek belli aşamalardan geçmeyi ve yavaş yavaş ilerlemeyi gerektirir. Bu tür öğrenmeler, tekrar edile edile alışkanlık haline gelir.
THORNDİKE'A GÖRE AİT OLMA YASASI (Ortalama okuma süresi 1 dakika, 20 saniye.) Thorndike'a göre, bir uyarıcı durumunda yer alan iki uyaran birbirine ait ise, bu iki uyaran arasında çağrışım olmakta; yanyana olan ancak birbirine ait olmayan uyaranlar arasında ise çağrışım meydana gelmemektedir.
Albert Bandura, kuramını geliştirme sürecinin ilk aşamasında 'Sosyal Öğrenme Kuramı'nı (1977) oluşturmuştur. Sosyal Öğrenme Kuramı'nın temel ilkesi: 'İnsanların başkalarının davranışlarını gözleyerek ve bunlardan bir sonuç çıkararak öğrenebilecekleri'dir.
BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMLARI. Kuramın temsilcileri; Gagne, Bruner, Asubel ve Piaget'dir.
Farkına varmadan, ödül olmadan, bilinçsizce yapılan öğrenmedir. Kişi ihtiyaç durumuna kadar bu öğrenmenin farkında olmaz, ihtiyaç ortaya çıktığında bilginin farkına varır. Örn. Her gün aynı yoldan evine giden bir kişi, yol üstündeki mağazaları görür, ancak farkına varmadan etraftaki bilgiyi zihnine kaydeder.
Tolman; öğrenmenin, organizmanın çevresi hakkındaki bilgi ve bilişleri ve bunlarla kendi arasında nasıl bir ilişki kurduğu ile ilgili olarak gerçekleştiğini söylemiştir. Tolman'ın bu kuramı, Thorndike ve Hull'ın öğrenmenin sıkı bir uyaran - tepki eşleşmesiyle gerçekleştiğini öne sürdükleri kuramlarının karşısındadır.
Alanyazında yaygın kabul gören üç temel öğrenme kuramı vardır, Bunlar: Davranışçı öğrenme kuramı, bilişsel öğrenme kuramı ve yapılandırmacı öğrenme kuramıdır (Özerbaş, 2007).
THORNDİKE'A GÖRE ETKİNİN YAYILMASI (Ortalama okuma süresi 51 saniye.) Olumlu uyaranlar (pekiştirme), her zamanın yalnızca istendik davranışın ortaya çıkmasına neden olmaz; onunla birlikte pekiştirilmeyen hatalı bir davranışın da ortaya çıkmasına neden olabilir.
thorndike'in ortaya attığı bir kavramdır. yapılması istenen davranışın yanında yapılması istenmeyen davranışların da ortaya çıkmasıdır. mesela en hızlı cevap veren ödül kazanır dendiğinde öğrencilerin hızlı cevap verebilmek için yanlış cevapları da söylemeleri.
Duyarlılık Kazanma (Ortalama okuma süresi 17 saniye.) Koşullu uyarana karşı gösterilen koşullu tepkinin şiddetinin zamanla artmasıdır. Örneğin; beş yaşındaki bir çocuğun annesine karşı olan duyarlılığı bir yaşındaki bir çocuktan çok daha fazladır. Anneyle birlikte geçirilen zamana bağlı olarak duyarlılıkta artar.
Anısal (Epizodik) Bellek: Bireylerin hatıralarını, anılarını içerir. Kişiler için önemli olan olaylar bu bellekte saklanır. Zaman ilerledikçe buradaki bilgilerin hatırlanması zorlaşabilir. Anlamsal (Semantik) Bellek: Kişinin çevre ile ilgili genel bilgilerinden oluşur.
Öğrenme çeşitleri, temel olarak ilişkisel öğrenme ve ilişkisel olmayan öğrenme olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. olayla daha önceden karşılaşmış olması gerçeğine bağlıdır. İlişkisel olmayan öğrenmenin, “alışkanlık” ve “duyarlılaştırma” olmak üzere iki çeşidi vardır.
Bandura'ya göre gözlem yoluyla öğrenme, sadece bir kişinin diğer kişilerin davranışlarını basit olarak taklit etmesi değil, çevredeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgidir. Bandura'ya göre gözlem yoluyla öğrenme ile taklit yoluyla öğrenme birbirlerinin yerine kullanılabilecek iki kavram değildir.
b) Pavlov'un şartlandırılmış öğrenme modeli:
Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı deneyler öğrenmenin esas olarak bir ilgi süreci (zil sesiyle acıkma arasındaki ilgi gibi) olduğunu ve bizlerin birçok davranışının bu şartlandırma sonucu ortaya çıktığını göstermiştir. ayırma ile ilgilidir.
Organizmanın/bireyin istenilen davranışlarının sıklığını artırmak için ortama istenilen uyarıcının (olumlu pekiştireç) verilmesidir.
Davranışçı yaklaşımın ilk çalışmaları, 20. yüzyılın ilk yarısında, fizyoloji ve psikoloji bilgilerini bir araya getiren, köpeklerde koşullu refleksler üzerinde durmuş ve klasik şartlanma deneylerini gerçekleştirmiş Rus fizyolog Ivan Petrovich Pavlov tarafından ortaya konulmuştur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri