Şeker tüketimi dopamin salgılanmasını sağlıyor Dopamin, vücutta doğal olarak salınan bir kimyasaldır. Dopamin, beyin bir olayı pozitif olarak değerlendirdiğinde salgılanır. Ödül sistemi çalıştığında davranışlar beyinde pekişir. Bu şekilde bu eylemleri tekrarlamamız muhtemel haline gelir.
Yemek yediğimizde kan şekerimiz yükselir ve insülin şekeri daha makul sınırlara çekebilmek için hemen işe koyulur. Fakat insülin doğru iş göremez şekerinizi fazla düşürürse vücut aynı ihtiyacı yerine koyabilmek için tekrar şeker yemek ister.
Yemek yediğimizde basit şeker glikoz bağırsaklarımızdan emilerek kana karışır ve vücudumuzdaki bütün hücrelere dağıtılır. Nöron adı verilen yüz milyar adet sinir hücresi için tek besin kaynağını sağladığı için glikoz özellikle beyin açısından büyük önem taşır.
Beyninizin ödül mekanizması çalışmaya başlıyor ve dopamin salgılıyor. Bu esnada, yediğiniz şeker mideye ulaşıyor; burada mide öz suyu tarafından seyreltilerek ince bağırsağa doğru gönderiyor. Enzimler, şekeri glikoz ve fruktoz olmak üzere iki moleküle ayrıştıracak şekilde parçalanmaya başlıyor.
Günlük diyetinizden şeker çıkarıldığında cilt kalitesi artar, akneler, tahriş ve ince çizgiler azalır. Diyabet gibi önlenebilir hastalıkların yanı sıra kalp krizi ve felç riskinin genel riskinde bir azalma görülür; aynı zamanda yaşam kaliteniz ve yaşam sürenizi de artar.
İlgili 41 soru bulundu
Vücuda giren şeker oranını azaltmak bir çok sağlık risklerini ortadan kaldırmaya yardımcı olmaktadır. Şekerin vücudumuza ve organlarımıza verdiği zararlar göz önüne alınarak şekersiz 21 gün diyette uzman diyetisyenler kontrolünde kişinin sağlıklı kilo vermesi amaçlanır.
Şekersiz beslenme, şeker alımını azaltmak ve hatta kesmek gibi eylemlerle birlikte sağlanmakta olan bir beslenme düzenidir. Şeker kullanımını azaltmak, kilo kaybına teşvik eder, oluşabilecek sağlık sorunlarının da önüne geçer. Bu nedenle beslenme düzeninizden ilave şekeri tamamen çıkarmanız tavsiye edilmektedir.
Diyabet (Şeker Hastalığı) belirtileri nelerdir? Diyabet hastalığı, bireylerde kendini üç temel belirti ile gösterir. Bunlar normalden fazla yemek yeme ve doymama hissi, sık idrara çıkma, ağızda kuruluk ve tatlılık hissi ve buna bağlı olarak aşırı su içme isteği olarak sıralanabilir.
Sağlıklı bir bireyde açlık kan şekeri 70 ila 100 mg/dl aralığında seyretmektedir. Şeker hastalığı tanısı koyulabilmesi için gereken referans değerleri: Açlık kan şekerinin 125 mg/dl üstünde olması Tokluk kan şekerinin 200 mg/dl üstünde olması
Bir yıl boyunca rafine şeker tüketmemek, cildinizde akne, tahriş ve çizgilenmelerde ciddi bir azalma olduğunu gösterecek. Diyabet, kalp krizi ve felç gibi hastalıkların riskinde ciddi bir azalma yaşayacaksınız. Ayrıca enerjiniz daha yüksek olacak ve psikolojik olarak daha mutlu hissedeceksiniz.
Magnezyum içeriği yüksek besinler olan badem, fındık, fıstık, ceviz, kabak çekirdeği gibi kuru yemişler, kuru baklagiller, kakao, tam tahıllılar, yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi de tatlı krizlerini azaltacaktır.
Sürekli tatlı yeme ihtiyacı, açlık halinde konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yemekten 3 – 4 saat sonra anormal acıkma ve gece tatlı isteği gibi şikâyetler insülin metabolizmasında bozukluğu düşündürür.
Vitamin, mineral eksikliği: Demir, krom, magnezyum eksikliklerinde kişilerin daha fazla tatlı krizi yaşadıkları bilinmektedir. Bu nedenle bir doktor kontrolüyle vitamin ve mineral eksiklikleri değerlendirilmelidir.
3) Demir Eksikliği: Kadınlarda adet döngüsüne bağlı olarak demir eksikliği ile karşılaşma sıklığı oldukça yüksektir. Hücrelere yetersiz oksijen taşınımı sonucu hissedilen yorgunluk ve halsizlik devamında tatlı isteğini de getirir.
Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Belirtileri Nelerdir? Vücuttaki kan şekeri seviyesinin normalin altına düşmesi olarak kabul edilen hipogliseminin önemli belirtileri arasında terleme, baş ağrısı, solgun bir görünüm, uyuşma ve yorgunluk bulunur. Bu belirtiler kan şekeri düşüklüğünün işareti olarak bilinir.
Diyabet vakalarında görülen artış, kalp damar hastalıklarındaki artışı da beraberinde getirir. Bu etkileşim sonucunda diyabet hastalarının ölüm nedenleri arasında ilk sırada kardiyolojik rahatsızlıklar bulunur. Diyabet, başta kalp, göz ve böbrek olmak üzere vücudun tüm damar sistemlerini etkiler.
Tip 1 şeker hastalığı, yani insüline bağlı diyabet olarak adlandırdığımız durum birkaç gün veya birkaç hafta içinde ortaya çıkar ve belirtiler hemen görülür. Bu tip diyabette aşırı yükselmiş şekere bağlı görülen belirtiler daha şiddetlidir.
Diyabet hastalığının başlangıcı kabul edilen pre-diyabet (gizli şeker) önlenebilir bir sorun olmakla birlikte, araştırmalar Türkiye'de, her 3 kişiden 1'inin pre-diyabet hastası olduğunu göstermektedir.
Diyabet Hastaları Evde Kan Şekeri Ölçme
Ölçümler için Glukometre adı verilen cihaz kullanılır. Doktorunuzun isteğine göre yemeklerden hemen önce ya da 2 saat sonra parmaktan alınan kan örneği ile kan şekeri ölçümünü evde yapmanız gerekir.
Açlık kan şekerinin normalde 100 mg/dl'nin altında olması gerekir. Bu değer 100-125 ise gizli şeker, 126 ve üzeri ise aşikar şeker hastalığı tanısı konur. Şeker yükleme testinde ise 2 saat sonra kan şekerinin 140 mg/dl' nin altında olması gerekir.
Şeker hastalarının inatçı kaşıntıları olur. Bu kaşıntılar bazen özellikle genital bölgede yoğunlaşır. Bu durumda yine cilt doktorundan yardım almak gerekir. Ayrıca deride kabarcıklanma ve yaraların oluşması çok sık görülen bulgular arasındadır.
Şekersiz şeker hastalığı olan çocuklarda; aşırı idrar ve yatağı ıslatma, ciltte kuruma, ani kilo kaybı, huzursuzluk, bazen ateş, kusma, büyüme gecikmesi gibi belirtiler olabilir. Şekersiz şeker hastalığı tanısının koyulabilmesi için yetişkinlerde günde en az 3 litre ve üzeri idrar çıkışı görülmesi gerekir.
21 gün boyunca; Beyaz veya esmer şeker ve bunları içeren kek, kurabiye, çikolata, pasta, dondurma, meyveli yoğurt, puding, şekerli çay-kahve, meşrubat vb. yiyecekleri tüketmiyoruz. Şeker olarak yalnızca günde 2-3 porsiyon meyve ve 1 tatlı kaşığı bal veya pekmez veya 2 kare (10 g) bitter çikolata tüketebilirsiniz.
Diabetus insipidus (yalancı diyabet, şekersiz şeker hastalığı), antidiüretik hormonun algılanamaması, fazla veya eksik üretilmesi sonucu meydana gelir. Bu farklılaşma vücudun sıvı düzenleme sistemlerini bozar çünkü böbreklerde suyun emilimini ve atılımını kontrol eden hormon antidiüretik (vazopressin, ADH) hormondur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri