Öbür taraftan namazımızın sahih olması için de Kur'an-ı Keirm okumamız gerekiyor namazın içinde o da ibadet. Bunların geçerli olması için mutlaka Kur'an-ı Kerim'in aslını yani Allah'tan gelen şekliyle Arapça olarak orijinal haliyle okunması gerekir.
Çünkü dua kulun Allah'tan istekte bulunmasıdır. Bunun ise herkesin konuştuğu dil ile yapılmasından daha tabii bir şey olamaz ve zaten genelde de ülkemizde Türkçe dua yapılmaktadır.
Sual: Yazarın biri, (Her millet, namazda okunan sureleri, âyetleri, namaz kılarken kendi lisanı ile, yani tercümesini okuyabilir) diyor.
Namaz kılmasını hiç bilmeyen, hiç namaz kılmamış, hiç dua ve sure bilmeyen birisi isterse elbette namaz kılabilir. Dinimiz böyle insanları da kucaklamaya hazırdır. Ahiret ve ebedi hayat söz konusu olunca, kaybedilecek tek fert yoktur. Namaz kılmaya bilgisizlik engel değildir.
Caiz değildir. İbni Âbidin'de buyuruluyor ki: Kur'an-ı kerime veya kağıda bakıp, öğrenerek okumak namazı bozar. Çünkü başkasından öğrenmek demektir.
İlgili 45 soru bulundu
Namazda kıraati, Mushaf'a bakarak yapmak caiz midir? İmam Ebû Hanîfe'ye göre namazda, sûre veya âyetleri Mushaf'a bakarak okumak namazı bozar. İmameyn'e göre ise mekruh olsa da namaz bozulmaz (İbn Nüceym, el-Bahr, 2/11).
Sonuç olarak telefon, televizyon, internet vb. araçlarla mekân birliği sağlanmayacak şekilde imama uyularak eda edilen namazlar geçerli olmaz. Bu şekilde kılınan namazların vakit içerisinde yeniden kılınması veya vakit çıkmışsa kaza edilmesi gerekir.
Bir namazda bir ayet-i kerime tekrarlansa veya bir sure bir rekatta iki defa okunsa veya bir sure iki rekatta da okunsa bakılır: Eğer yalnız başına kılınan bu namaz bir nafile namaz ise mekruh olmaz. Fakat farz namaz ise, unutmak veya başka bir sure bilmemek gibi bir özür bulunmadıkça mekruh olur.
Namazda Kur'an-ı Kerim'den bir kısım okumak farzdır.
Bu bakımdan bu kerdeşimiz sadece İhlas süresini bilse bile namazına devam etmelidir. Ayrıca namazda Fatiha suresini okumak vaciptir. Bu sureyi de ezberlemesi gerekir. Bu şekilde namazını kılar.
Namazda bir miktar Kur'ân okumak farzdır. Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre bu miktar, en az üç kısa âyet veya bu miktarda bir sûre olmalıdır. Özellikle Fâtiha sûresinin okunması vaciptir. Dolayısıyla namazda Fâtiha sûresi okunmakla, hem farz kıraat hem de vacip yerine getirilmiş olur.
Yani bir kitaba Kur'an-ı Kerim diyebilmemiz için onun hem lafzı hem manasıyla Allah'ın (CC) indirdiği kelam olması gerekir. Onun için biz ibadetlerimizi yaparken aslı Arapça olan Kur'an-ı Kerim okuruz. Onun tercümesiyle ibadet yapılmaz.
Sonuç olarak İslâm âlimleri ittifakla “İbadet dili vahiy dili olan Arapça'dır. Başka bir dilde Allah'ın Arapça vahyettiği Kur'ân-ı Kerîm'in tercümesini okuyarak ibadet yapılamaz” demişler ve bu konuda “İcma-i Ümmet” hasıl olmuştur. İcma-i Ümmet ise şeriatta bir delildir. Bu icmaya aykırı hareket etmek dalâlettir.
Niyet, namazın şartlarından biridir. Niyet, kalbe ait bir iş olup, kişinin bir şeye karar vermesi, hangi işi ne maksatla yaptığını bilmesi demektir. Namazda muteber olan, kalpteki niyettir. Niyetin dil ile söylenmesi müstehap olmakla birlikte söylenmediğinde de namaz geçerli olur (Merğinânî, el-Hidâye, 1/46).
Benzer lafızlarla imam et Tahavi rivayet etmiştir. '' İnsanların kendi aralarında konuştuğu sözlere benzer sözlerle dua etmek namazı bozar'' fetvası da ''dünya kelamı konuşmak namazda caiz değildir'' hadisine dayanılarak verilmiş fetvadır.
Teşehhüde oturduktan sonra, yani «Et-Tahiyyat'ı» okuduktan veya onu okuyacak miktar oturduktan sonra, halkın sözüne benzer anlam ve ölçüde yapılan dualar namazı bozmaz, ancak kişi böyle yapmakla namazdan çıkmış olur.
Bu aynı zamanda sünnettir. Secdede bildiğiniz duaları yapabilirsiniz. Farz namazlarda Arapça olarak, Kur'an'da ve hadislerde geçen duaları okuyabilirsiniz. Namazların sonunda okuduğunuz 'Rabbena' duaları veya Kur'an'da ve hadislerde olan diğer dualar secde de de okunabilir.
Tahiyyat duasını okumak vaciptir.
Bu duayı okumamak namazı bozmasa da namazın sevabı azalır. Bu bakımdan en kısa zamanda ezberlemek gerekir.
Bilâl'in (r.a.), namaz kılarken bir sûreden diğerine atladığını duyduğunda, ona, “Sûreleri olduğu gibi oku” (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 2/264 [8818], 6/151 [30259]) buyurmuştur. Sonuç olarak, namazda sûre ve âyetlerin tertibine riâyet edilmemesi tenzîhen mekruhtur.
Sonuç olarak, namazda sûre ve âyetlerin tertibine riayet edilmemesi mekruhtur.
İmam farz namazların ilk iki rek'atında Fâtiha'dan sonra bir sûre veya âyet okumamışsa ne yapması gerekir? Namazların ilk iki rek'atında Fâtiha'dan sonra Kur'ân'dan bir miktar daha okumak (zamm-ı sûre) vaciptir.
Namaz esnasında az veya çok miktarda ayet atlamakla namaz bozulmaz. Bir kimse, kıraati, namazı bozacak derecede hatalı yapar ancak geri dönüp hatasını düzeltirse namazı caiz olur.
Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki: “İmamın Cuma ve bayram namazlarından başka her namazda, birinci rekatte, ikinci rekatte okuduğunun iki misli uzun okuması sünnettir. Yalnız kılan, her rekatte aynı miktarda okuyabilir. Her namazda, ikinci rekatte, birinciden üç âyet uzun okumak mekruhtur.
Cevap: Karanlıkta namaz kılmak mekruh kabul edilir ama bu secdeyi göremeyecek kadar karanlık için geçerlidir. Özellikle de camii dışı, ev dışı için bu durum söz konusu. Mesela kırda namaz kılıyorsun. Önünde yılan, akrep, böcek olabilir.
"Cuma namazı da dahil olmak üzere cemaatle kılınan namazlarda imam ile ona uyanların hakikaten veya hükmen aynı mekanda bulunması şart olduğundan televizyon, internet ve benzeri araçlarla yayınlanan namazlara başka yerlerden uyulması da caiz değildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri