Ulama esas olarak bir ses olayı olarak görülmese de, ses olayları başlığı altında incelenen bir olaydır. Ulama; ünsüz ile biten bir kelime sonrasında ünlü ile başlayan bir kelime geldiğinde, birinci kelime ile ikinci kelimeyi birbirine bağlayarak ya da birlikte okunmasına denir.
Ulama, ünsüz ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük takip ettiğinde birinci sözcüğün ikinci sözcüğe bağlanarak söylenmesidir. Yazımda gösterilmeyen bu durum, konuşma dilindeki söyleyiş kolaylığı nedeniyle ortaya çıkar.
Ünsüzle biten bir sözcüğün ünlü ile başladığı durumlarda oluşan ses uyumuna ulama denmektedir. Son ocak, annem onun örneklerinde olduğu gibi ulama konuşma dilinde olağan gelişmektedir.
Ulamaları bulmak için bir cümle içinde yan yana kelimelerin ilk ve son harflerine bakılır. Ünlü harfle biten bir kelimenin yanına ünlü harfle başlayan bir kelime gelmişse, bu iki sözcük arasında ulama var demektir. 1- Son harfi sesli olan bir kelimeden sonra ünlü harfle başlayan bir sözcük gelirse ulama olmaz.
Çünkü virgül, noktalı virgül ya da benzer noktalama işaretleri bulunan kelimeler birlikte okunmaz. Bu kelimeler arasında bir duraksama vardır ve bu nedenle ulama meydana gelmez.
İlgili 20 soru bulundu
Diksiyonun özelliklerinden biri de “ulama”dır. Genel olarak tanımlarsak bir kelimenin sonundaki sessiz harfin ardından gelen kelimenin sesli harfle birleştirilerek seslendirilmesine ulama diyoruz. Ulama, söz akışına pürüzsüzlük ve tatlılık verir.
Ünsüz bir harfle biten sözcüğün ünlü harfle başlayarak başka bir sözcükle bağlanmasına ulama denir. Bir ifadenin ulama olarak kabul edilmesi için iki kelime arasında nokta, virgül, noktalı virgül gibi noktalama işaretlerinin olmaması gerekir.
“Vasl”ın sözcük anlamı “bağlama, birleştirme, ekleme, ulama” demektir. Aruz terimi olarak ise, sonu ünsüzle biten bir sözcüğü, kendisinden sonra gelen ve ünlü ile başlayan sözcüğün ünlü harfine bağlamaktır. Şiirde ahenk yaratan bir durumdur.
Ulema (Arapça: علماء), Müslüman ülkelerde eğitimli din alimlerinden oluşan sınıf. Tekili erkekse âlim, kadınsa âlimedir. Geçmiş yüzyıllarda yaşamış âlimlerin pek çoğu hezârfendi. Ulema sınıfı fıkıh ve şeriat (İslâm hukuku) konusunda derin bilgiye sahiptir ve bazı âlimler, aynı zamanda şeriatın uygulayıcısıdır.
Bu kelimeler ünlüyle başlayan ek veya yardımcı fiille kullanıldıklarında sondaki ünsüz ikizleşir: hak (hakkı), his (hissi), ret (reddi), şer (şerri), tıp (tıbbı), zam (zammı), zan (zannı); af (affetmek), his (hissetmek) vb. Bu yazı 15 Ocak 2019 tarihinde yayımlanmıştır.
İki heceli bazı kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerindeki dar ünlüler düşer: ağız / ağzı, alın / alnı, bağır / bağrım, beniz / benzi, beyin / beynimiz, boyun / boynu, böğür / böğrüm, burun / burnu, geniz / genzi, göğüs / göğsün, gönül / gönlünüz, karın / karnı, oğul / oğlu; çevir- / çevril-, ...
Ünlü daralması, Türkçede geniş ünlülerin dar ünlülere dönüşmesi şeklinde gerçekleşen bir ses olayıdır. a veya e ünlüleriyle biten bir fiile -yor eki getirildiğinde, fiilin son hecesindeki ünlü, ı, i, u, veya ü ünlülerinden birine dönüşür: sakla + yor > saklıyor. dile + yor > diliyor. kutla + yor > kutluyor.
Tahfîf (Kasr):
Vezin gereği şeddeli bir harfi şeddesiz okumak demektir.
birl. geçişli f. (Ar. vaṣl + Türk. etmek, eylemek) İki şeyi birbirine ulaştırıp bağlamak, kavuşturmak: Âsûde çeker iken piyâle / Gündüzleri vasledip leyâle (Fâzıl A. Aykaç). Eseri sanatkâra rapt ve vasleden alâka… (Ahmet Hâşim).
Fasl kavramı, cümlenin cümleye atfının terk edilmesi; vasl ise, bir cümlenin diğer bir cümleye vâv ( و) edatı ile atfedilmesi anlamına gelmektedir.
Medyada Minik Serçe unvanıyla sıkça anılan Aksu, Selanik'ten mübadele ile Türkiye'ye gelmiş bir ailenin kızı olan anne ile Pazar, Rizeli bir babanın kızı olarak Sarayköy, Denizli'de doğdu.
Sizin yazdığınız biçim doğrudur. Soru: Türkçe yazıldığı gibi okunan, okunduğu gibi yazılan bir dil midir? Yanıt: Hayır, Türkçe büyük ölçüde yazıldığı gibi okunan bir dildir. Bütün dillerde yazı ve konuşma dili ayrımı vardır, Türkçede de yazı ve konuşma dili aynı değildir.
“Kâğıt”✅❌ Yazım: Kâğıt Telaffuz: Kâ:t (Kâat) #nasılokunu... TikTok.
Bazı kaynaklarda ''furkat'' şeklinde geçen firkat Arapça kökenli bir sözcüktür. Bu kelime divan şiirlerinde ''visal'' sözcüğüyle birlikte kullanılır. Visal kavuşmak, özlem gidermek anlamına gelir. Firkat ise ayrılık demektir.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde de tuluat ile ilgili ayrıntılı açıklama yapılmıştır. Tuluat en basit tanımı ile "doğaçlama" demektir. Daha önceden provası yapılmamış ve kendiliğinden ortaya çıkmış olan durumlara doğaçlama denir.
(ﺗﺼﻔﻴﻒ) i. (Ar. ṣaff “sırayla dizmek”ten taṣfіf) Saf saf, sıra sıra dizme: Askeri tasfif etti (Şemseddin Sâmi).
Buna karşılık tek heceli olan demek ve yemek fiillerinde, söyleyişteki i ünlüsü yazıya da geçirilir: diyen, diyerek, diyecek, diyelim, diye; yiyen, yiyerek, yiyecek, yiyelim, yiye, yiyince, yiyip vb. Ancak deyince, deyip sözlerindeki e yazılışta korunur.
Buna göre, “ben, sen” sözcüklerine ismin –e hali (yönelme durumu) eki getirildiğinde kökteki e sesleri a'ya dönüşür ve bu ses olayına "ünlü değişmesi" denir. "ben + e - bana" sözcüğü ünlü değişmesine örnektir.
Ünlü daralmasının neden, kelimelere getirilen -yor ekidir. Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil olduğu için ''seveyor'' değil ''seviyor'' şeklinde yazmak ve telaffuz etmek gerekir. Tek heceli kelimelerde genellikle bir tane sesli harf bulunur. Bu sesli ''a'' ya da ''e'' ise, o sözcükte ünlü daralması meydana gelir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri