35 yaş üzeri anne olmak elbette mümkün. Ancak belli tetkiklerin yapılması gerekiyor. İleri yaş gebelik riskli mi? Eğitim, iş bulma süreçleri, kariyer derken kadınlar için anne olma yaşı, her geçen gün daha ileri yıllara erteleniyor.
35 yaşından sonraki gebelikler ileri anne yaşı olarak tanımlanmıştır. Bu yaştan ve özellikle 40 yaştan sonraki gebelikler riskli gebelik olarak ele alınır ve daha özel ve yakın takip gerektirir.
Yaş faktörü kadınlarda gebe kalmayı etkileyen en önemli unsurdur. En doğurgan çağ 22-30 yaşları gösterirken özellikle 35 yaşından sonra bir azalma başlamakta, 40 yaşından sonra da hamilelik oldukça zorlaşmakta, 45 yaşından sonra ise teorik olarak mümkün olmamaktadır.
Eğer 35 yaşından büyükseniz ve hamile kalmayı düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz. Pek çok kadın hamileliğini 30'lu yaşlara veya daha ilerisine ertelemekte ve sağlıklı bebeklere sahip olabilmekte. Çeşitli özel bakımlar aracılığıyla, bebeğinizin en iyi şekilde hayata başlamasını sağlayabilirsiniz.
Ayrıca kromozomal sorunlara bağlı olarak hamilelik oluşsa bile düşük sorunu olabilir. Bu yüzden kadınların doğurganlığı 35 yaş itibariyle azalmaya başlar. 40 yaşını geçen kadınlarda doğal yollardan gebe kalmak çok zor hale gelir. 45 yaşın üzerindeki kadınlar için gebe kalma ihtimali sıfıra çok yaklaşır.
İlgili 23 soru bulundu
Gençlik dönemi UNESCO tarafından 15-25 yaş aralığında belirlenirken, Birleşmiş Milletler Örgütü (BM) 12-24 yaş aralığını öngörmüştür. Türkiye ise BM'in belirlediği 12-24 yaş arasını gençlik dönemi olarak benimsemiştir.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun (ÇKK) 3/1-a maddesi uyarınca daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. ÇKK ile getirilen yeni yaklaşım ile çocuğun bir suçu işlediği değil, bir suça sürüklendiği kabul edilmiştir.
Cinsel ilişkiye girdikten sonra 24 ila 72 saat arasında spermlerin yumurta içerisinde canlı kaldığı bilinmektedir. Bundan dolayı cinsel ilişkiden sonra hamile kalma süresi 1 ila 3 gün arasında değişmektedir. Zaten genel olarak 3. gün olduğunda kişinin hamile kalma durumu gerçekleşir.
Adetten temizlendikten sonraki 2. gün adet süresine bağlı olarak adetin 7. ve 9. günlerine denk düşmektedir. Yumurtlama günü hesaplanırken adetin ilk günü baz alınır. Yumurtlama gününe yaklaştıkça gebe kalma olasılığı başlar.Gebe kalma ihtimali % 15-20 aralığındadır. Adetten 2 gün sonra gebe kalma ihtimali vardır.
Tek seferde hamile kalma olasılığı %3-5 kadardır. Bu nedenle ilk ve tek sefer denemede hamile kalınmamasına şaşırılmamalıdır. Önemli olan yumurta çatlamasının olduğu günler başta olmak üzere düzenli cinsel birlikteliktir. Sperm hücreleri rahim içinde 48 saat kadar canlı kalabilir.
Kadınlarda doğurganlık yaşı, 21 ve 30 yaş arasındadır ve bu yaş aralığı doğurganlıkların en yüksek olduğu dönemdir. Bundan dolayı daha rahat bir şekilde hamile kalınır. Ancak 35 yaşından sonra hamile kalabilme şansı, yumurta olgunlaşma sürecinin bozulmasından dolayı azalmaktadır.
Bazı kadınlarda adet kanamasının süresi bir haftadan uzun olabilir. Eğer bu süreçte yumurtlama da daha erken gerçekleşirse adetin 9. veya 10. günden sonra ilişkiye girildiğinde gebelik ihtimali vardır. Bu durumda kanamaları normalden daha uzun süren kadınlarda adet bitiminden 1 gün sonra hamile kalma olasılığı bulunur.
Spermlerin belli bir süre canlı kaldığı da düşünüldüğünde adet bittikten sonra girilen cinsel ilişkinin de gebelikle sonuçlanması mümkün olduğu gibi genel olarak adetten sonra 6. günde ilişkiye girmeye başlamak ve gün aşırı birliktelik yaşamak hamilelik şansını arttırır.
-Anne yaşının ileri olması en başta yumurta kalitesini olumsuz etkiler. Yumurta kalitesinin kötü olması hem gebeliğin oluşmasını güçleştirir, hem de oluştuğu takdirde bebekte genetik anormallik veya kromozom anormalliği olma riski artar. Anne yaşı arttıkça bu risk daha da yükselir.
Yeni gelişen fetüsün dokularında ve kanında bulunan kök hücreler bu 9 aylık süreçte annenin dolaşımına giriyor, hasar görmüş alanlar varsa buralara yerleşip onarılması gereken hücre tipine doğru da bir değişim gösteriyorlar. Bu sürecin özellikle karaciğer, kalp ve kas dokularında onarıcı bir etkisi olduğu saptanmış.
Kadınlarda yumurta sayısının azalmasıyla birlikte 30-33 yaşlarında doğurganlık oranı da düşmektedir. Bu azalmanın 35-38 yaşında hızlandığı gösterilmiştir. 30 yaşındaki bir kadında her ay gebe kalma olasılığı %20 oranındadır. 38 yaşında canlı doğum oranı %50 oranında azalmaktadır.
Burada önemli olan miktar değildir. Sperm hücreleri gözle görülemeyecek kadar küçük hücrelerdir ve bazen bir damla zevk suyunda milyonlarca sperm hücresi bulunabilir. Bir damla sperm ile hamile kalınır mı sorusunun cevabı ise kesinlikle evet olmalıdır.
Gün aşırı kelimesi ara verilerek yapılan bir durum ya da iş anlamına gelmektedir. Özellikle iki günde bir olarak öne çıkan bir kelimedir.
Bazı kadınlarda ise bu durum tam aksi şekilde gerçekleşir. Yani özetle bir kadın yumurtlaması gerçekleşip hamile kaldıktan sonra da adet olmaya devam edebilir. Yine de hamileyken adet olmak istisnai bir durumdur.
İlişkiye girme sıklığı ise erkekte bulunan spermin kalitesini etkileyeceği için bu döngüyü en iyi şekilde hesaplamak gerekir. Kadınların adet döngüsü sıklığı ve uzunluğu tam olarak belirlendikten sonra bu döngüye denk gelecek şekilde haftada iki ya da üç kez ilişkiye girilmesi önerilir.
Oluşan embriyo yaklaşık 7 ila 10 gün süren bir yolculuk sonunda anne rahmine ulaşır ve oraya yerleşir.
İlişki sonrası eğer kadın hemen ayağa kalkarsa fazla miktarda meni dışarıya kaçacaktır. Spermler rahim ağzına ulaşacak yeterli zaman bulamadıkları için bu durum gebelik elde edilmesi açısından önemlidir. Gebe kalmak isteyen bir kadın ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıp idrar yapmaya ya da yıkanmaya gitmemelidir.
Kadınlarda 35 yaşından sonra düşen üreme kapasitesi, erkeklerde 40 yaşından itibaren azalır. 40 yaş, baba olmanın yaş sınırı olmasa da bu yaştan sonra erkeklerin doğal yollarla çocuk sahibi olma ihtimali her geçen gün düşer.
Demek on beş yaş öncesi çocukluk, on beş ile kırk yaşları arası gençlik, kırk yaşından sonra ise kemal ve ihtiyarlık dönemi başlıyor.
Reformcu yazar diyor ki: (18 yaşına kadar, bir genç kızın başını kapatmaması günah olmaz.) Dinimizde namaz, oruç, zekât, hac, tesettür gibi işlerde mükellef [yükümlü, sorumlu] olmak, yaşla değil, âkil ve bâliğ olmakla başlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri