Gece olduğunda vücudun ısı düzenlemesi, sıvı regülasyonu ve bariyer fonksiyonlarında bir takım değişiklikler meydana gelir. Örnek olarak gece vakti vücut ısısının azalması ve cilde doğru olan kan akımında artış oluşması kaşıntı gelişimi ile sonuçlanabilecek değişiklikler arasındadır.
Gece kaşıntısının geçmesi için kaşınan yerlere buz sürmek ya da soğuk suyla yıkamak faydalı olabilir. Diğer yandan doktorlar tarafından verilen alerji ilaçları da kaşıntının tedavisinde kullanılabilir. Hastalığa bağlı olarak ilaçlar değişebileceğinden mutlaka uzman bir doktorla görüşmekte fayda vardır.
Vücutta meydana gelen kaşıntıya, egzama gibi deri hastalıkları, böcek ısırması, polen, gıda ve ilaçlara karşı alerjik reaksiyonlar, uyuz gibi parazitler, hormonal değişiklikler, karaciğer rahatsızlığı, lenfoma gibi kan hastalıkları ve kanser türleri yanı sıra diyabet gibi rahatsızlıklar neden olur.
Egzama veya sedef hastalığı (psoriazis) gibi kronik iltihaplı cilt hastalıkları. Mantar veya uyuz gibi cilt enfeksiyonları. Uyuz vakalarında, kaşıntı akşamları ve geceleri daha yoğundur, çünkü dişiler çoğunlukla geceleri deride oyuklar açarak yumurtalarını bırakırlar.
Alerjik kaşıntı genellikle yatarken daha ağır bir şekilde hissedilir. Deri hastalıkları: Deri hastalıkları, özellikle de kronik olarak seyredenler, gece kaşıntısına yol açabilir. Örneğin, psöriasis, eczema ve sıkıntılı kaşıntı (pruritus ani) gibi hastalıklar gece kaşıntısına neden olabilir.
İlgili 41 soru bulundu
Gece Artan Kaşıntı: Gece yatağa yatıldığında ya da uyku sırasında artış gösteren kaşıntı, çoğunlukla deri ve parazit enfeksiyonlarını işaret eder. Ayrıca yatak, yastık ve yorgan gibi tekstil ürünlerinin fazla deterjanla yıkanması ya da iyi durulanmamasına bağlı olarak alerjik bir reaksiyon da olabilir.
Hafif belirtiler ve şiddetli olabilecek belirtiler arasında şunlar vardır; kaşıntılı gözler, şişlik, kızarıklık, kurdeşen, mide bulantısı, kusma ve nefes almada zorluk, kaşıntı. Bu belirtiler bağışıklık sisteminizin verdiği cevaba bağlı olarak, alerjen tüketildikten dakikalar veya saatler sonra ortaya çıkabilir.
Halk arasında uyuz böceği olarak bilinen sarcoptes scabiei von hominis akarı, cildin üst kısmında görünerek uyuz hastalığını ortaya çıkarır. Akar ciltte daha da ilerleyerek kaşıntıya neden olmaya başlar. Tedavi edilmediği takdirde kaşıntılar döküntü ve yara oluşumuna yol açar.
Uyuz hastalığını diğer türlerden ayıran sebep olduğu amansız uyuz kaşıntısıdır. Bu kaşıntı genellikle çocuklarda ve yaşlılarda çok şiddetli görülür. Uyuzun bir diğer ayırt edici özelliği ise deride uzun çizgiler halinde oyukların görülmesidir. Bu kabarık çizgiler ya grimsi beyaz, ya da ten rengindedir.
Yaygın, parazitik bir rahatsızlık olan uyuz hastalığı, genellikle bilek, dirsek, koltuk altı, göğüs, bel, kalça,genital bölge, ayak ve el parmak aralarında kaşıntıya yol açar. Kadınlarda meme uçlarında, erkeklerde ise genital bölgede kaşıntı ve lezyonlar görülebilir.
Bir hastalık grubu Ancak primer biliyer kolanjit isminde başka bir kronik karaciğer hastalığında, karaciğer hastalığının erken dönemlerinde bile kaşıntı olur. Kişi geçmeyen kaşıntı ile gelebilir. Orta yaş kadınlarda daha sık görülür. Basit kan tahlilinde primer bilier kolanjit olduğu anlaşılabilir.
Kaşıntıyı hafifletmek için, kaşımak yerine kaşınan bölgeye soğuk bir bez veya biraz buz koyun. Doktorunuz ayrıca antihistaminikler ve topikal steroidler de dahil olmak üzere kaşıntı tedavisi için ilaç reçete edebilir. Nadiren steroid hapları ve antibiyotikler de gerekebilir.
Dermatolojik olarak kaşıntının en sık rastlandığı cilt hastalıkları ise cilt kuruluğu, uyuz, bitlenme gibi parazit hastalıkları, mantar enfeksiyonları, alerjik egzama ve alerjik ürtiker gibi hastalıklar oluyor.
Kaşıntısı bulunan bir kişi, öncelikle dermatoloji uzmanına başvurmalıdır. Aynı zamanda, dermatoloji bölümüne gitmek gerekir.
Karaciğer Hastalıkları
Kronik karaciğer hastalıklarında inatçı kaşıntı yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Karaciğer hastalıklarına bağlı gelişen kaşıntıda sırt, en sık kaşınan bölgedir.
Bacaklarda kaşıntı sedef, egzama, ürtiker, kıl dönmesi, liken, mantar enfeksiyonu, kılcal damar artışı gibi pek çok hastalığın habercisi olabilir. Kaşımak ise, bu hastalıkların alevlenmesine neden olur. Bu gibi durumlarda dermatologların uygulayacağı test ve tedavilere uyulması gerekir.
Uyuz Belirtileri Nelerdir? Uyuzun belirtileri arasında sivilce benzeri döküntüler ve yoğun kaşıntı yer alır. Gündüz daha hafif olan kaşıntı gece artar. Hatta uykudan uyandıracak kadar yoğun kaşıntı görülebilir.
Uyuzun en belirgin semptomlarından biri kaşıntıdır. Tedavi sonrası kaşıntı azalmalı ve sonunda yok olmalıdır. Evde uyuz hastalığının geçtiğini belirten bu işaretlerden biri de ciltteki döküntülerin zamanla azalmasıdır. Uyuz tedavisi sonrası semptomların kaybolması ortalama 2-3 hafta sürer.
Sirke asidik yapısıyla cildin ph değerini değiştirir. Bu durum 0,3 ile 0,5 mm boyutundaki, mikroskobik yani gözle görülemeyen akarların ölmesine sebep olur. Ayrıca uyuz hastalığının belirtileri arasında yer alan kaşıntı ve döküntü gibi şikayetleri gidererek cildin iyileşmesine yardımcı olur.
Uyuz böceği insan derisinde yaşamını sürdürürken özellikle parmak aralarında kol ve bacakların iç yüzlerinde, koltuk altlarında göbek çevresinde kalçalarda geceleri artan şiddetli kaşıntıya neden olur.
Erken bir uyuz döküntüsü, kurdeşen, küçük ısırıklar veya sivilceler gibi küçük kırmızı yumrular olarak ortaya çıkacaktır. Daha ileri durumlarda, cilt kabuklu veya pullu olabilir.
Dr. Kutlubay, “Alerjik kaşıntılar genellikle neden olan faktörden sonra görülürken uyuzda kaşıntı özellikle geceleri görülür ve uykudan uyandırır. Alerjik kaşıntı genelde ailede diğer kişilerde görülmezken; uyuzda kaşıntı diğer aile fertlerinde de görülür” dedi.
Kaşıntının gerçekleştiği bölgede yanma, uyuşma ve elektriklenme hissedilir. Psikolojik faktörlerin neden olduğu kaşıntı hissinde ise stresli durumların artması gibi duygu durumlarında kaşıntının şiddeti artar. Psikojenik kaşıntılarda genellikle fiziksel bir bulguya rastlanmaz ve bu durum çok fazla açıklanamaz.
Kuru cilt yani kserozis, egzama (Atopik dermatit, sedef hastalığı, uyuz, parazitler, yanıklar, yara izleri, böcek ısırıkları ve kurdeşen gibi cilt koşulları kaşıntıya neden olabilir.
Beyni etkileyen kimyasal süreçlerin cilt altında yer alan sinir ağlarına etki etmesi, yansıması ile ortaya çıkan kaşıntı ise psikojenik kaşıntı olarak ifade edilmektedir. Psikodermatolojinin kurucularından Hollandalı psikiyatrist Herman Musaph, 1967'de ilk kez psikojenik pruritus terimini ileri sürmüştür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri