Çay şekeri olarak bilinen sükroz, yarı glikoz ve yarı fruktoz olan bir disakkarittir. Vücudumuz normalde glikozu enerjiye dönüştürebilir; ancak glikoz fruktoza bağlandığında dönüştürülmesi daha zor olur.
Türkiye'de şekerin ana hammaddesi şeker pancarıdır. Nişasta bazlı şekerler; şeker pancarı ve şeker kamışından üretilen şekerlerin (sakaroz) dışında, nişasta bazlı hammaddelerden (mısır,buğday, patates) çeşitli kimyasal yollarla üretilen genel olarak glikoz, izoglikoz, fruktoz ve türevlerinden oluşur.
Şeker pancarından ve şeker kamışından elde edilen şeker "sakkaroz"dur. Sakkaroz, vücutta parçalanarak yine bir nevi şeker olan glikoz ve fruktoza dönüşür, enerji kaynağı olarak vücut tarafından kullanılır.
Çay şekerle birlikte içilmemeli çünkü içindeki şeker hem diş hastalıklarına hem de metabolizma hastalıklarına meyil artırıyor. Çay demir eksikliği yapabildiğinden, özellikle bitkisel demirin emilimini bozduğundan yemekten önce, hemen sonra ve beraber içilmemeli.”
Şeker kamışı
Dünyada üretilen şekerin yaklaşık %74,4'ü şeker kamışından, %25,6'sı ise şeker pancarından elde edilmektedir. Şeker kamışı tropik ve subtropik bölgelerde, şeker pancarı ise daha ılıman bölgelerde yetişmektedir.
İlgili 24 soru bulundu
Kalbe zarar veriyor
Institute of Medicine'ın raporuna göre şeker kötü kolesterol olarak bilinen LDL ve trigliseridlerin yükselmelerine neden olarak damar tıkanıklığına yol açabiliyor. Damarların içindeki bu parçacıkların artması da kalp krizi riskini yükseltiyor.
Sakkaroz veya diğer adlarıyla sükroz veya çay şekeri, C12H22O11 formülüyle gösterilen ve bir glukoz ve bir fruktoz molekülünün bir araya gelmesiyle meydana gelen disakkarittir.
Çayı şeker ile tüketenlerde akciğer, yemek borusu ve kolon kanseri riski daha fazladır. Bu nedenle çayı şekersiz tüketmek vücutta kanser hücrelerinin oluşmasını önler. Şeker kullanımı dişlere de zarar verebilir. Şekersiz çay dişlerde çürük oluşmamasını sağlar.
Tansiyon değerlerinin bozulmaması için özellikle tansiyon hastaları çay ile ilgili olan alışkanlıklarını değiştirmelidir. Çay ile ilgili en önemli husus çayın içine atılan şeker miktarıdır. Her çay bardağı ya da fincanının içine atılan şekerler hem kilo alınmasına hem de kandaki şeker oranının yükselmesine sebep olur.
6 ay şeker tüketmemek sizi hem daha fit ve sağlıklı hale getirir hem de tip 3 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve erken yaşlanma risklerinden uzaklaştırır. Daha da önemlisi, 6 ay şeker tüketmezseniz artık canınızın hiç şeker istemediğini hatta tüketmeniz durumunda ağız tadını bozduğunu da göreceksiniz.
Bu konuda kısa bir araştırma yapıldığında da geçmişte şekerin uyuşturucu olarak görüldüğüne dair kayda değer bilgilere ulaşmak mümkün değil. Şekerin uyuşturucu olduğu konusunda şimdiye kadar yapılmış en önemli araştırmalar da farelere şeker verildiğinde onların tepkilerini gözlemleyen sonuçlara dayanıyor.
Yoğun şeker tüketimi insülin direncini tetikleyerek tip 2 diyabet riskini artırır. Bu durum da obeziteyi beraberinde getirir. Medicine enstitüsü raporuna göre şeker kan trigliserit ve LDL kolesterolü yükselmesine neden olarak kalp hastalığı riskini, fazla trigliserid birikmesi ise karaciğer yağlanmasını artırmaktadır.
Şeker üretiminde kemik var mı? Küp veya toz şeker; şeker pancarı veya şeker kamışından üretilir, kemikten değil. Kemik yalnızca şeker tanelerinin yapışmasını sağlıyor. Pancardan üretilen şeker daha tatlı olur; yani kalitelidir.
pancar şekeri, akçaağaç şurubu, agave şurubu, pekmez, bal, hurma şekeri, mısır şurubu ve esmer şeker kıyaslanmış, hangisi daha faydalı diye araştırılmış. Bu kıyaslanan doğal şeker gruplarında en faydalı ve en yüksek antioksidana sahip şeker türünün hurma şekeri olduğu anlaşılmış.
Şekerin her türlüsü zararlı ama kan şekerini adeta jet hızıyla fırlatan nişasta bazlı şeker, şekerin en zararlı formudur. İçeriği fruktozdur ve fruktoz, sağlık açısından en zararlı olan şeker türüdür. Karaciğer yağlanmasına, iç organ yağlanmalarına ve yüksek trigliserid oranına sebep olur.
Aşırı şeker tüketimi vücudun sıvı dengesini bozar. Daha çok sıvı ihtiyacı doğuracağından dikkat dağınıklığı ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Bağışıklık sistemini devre dışı bırakan şeker, enfeksiyonlara daha hızlı yakalanmaya neden olur. Magnezyum emilimini bozarak saç dökülmesine neden olur.
İçerdiği yüksek antioksidan ileri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik zayıflamasını engeller. Özellikle Osteoporoz adı verilen ileri yaşlarda ortaya çıkan kemik kaybı rahatsızlığına faydası olduğundan günde 20 bardak içilmesi gerektiği uzmanlar tarafından vurgulanıyor.
Böylece şekersiz tüketilen çay kanser hücrelerinin korkulu rüyası olur. -Yemek ardından içilen çay sindirimde hazmı kolaylaştırır. Vücudun zararlı bakterilerden hızlıca kurtulmasını sağlar. - Şeker ilavesiz çayın içerisinde bulunan teobromin ve reofilin maddeleri böbreklerin daha sağlıklı çalışmasına destek olur.
Şekersiz çay, şekerli çayın aksine dişlerin koruyucu plakları olan diş minesine zarar vermez. Şekersiz çay içerdiği florür ile diş minesini korur. Çayın içerisindeki antioksidan vücudu güçlendirir, hastalıklara karşı vücut direncini arttırır. Şekersiz tüketilen çay kanser hücrelerinin yayılmasına engel olur.
Çay günün herhangi bir saatinde içilebilecek, tatmin edici bir içecektir. Çay Türklerin özellikle sabah kahvaltılarında vazgeçilmezdir. Çay içerken aşırıya kaçılmaması gerekiyor. Günde 3 veya 4 bardak idealdir.
Çay içmek kansızlık yapar diyebilmek zor. Ancak çok aşırı içme durumlarında görülebilir. Çay, kahve, çeşitli içeceklerin içindeki tanin adı verilen maddeler nonhem demir emilimini inhibe etmektedir. Bu durum vücuda girecek demir miktarını %80lere varan oranda azaltmaktadır.
Fazla çay tüketimi sık idrara çıkmayı gerektirir. Kafein kişinin mesanesine baskı yapar ve mesaneyi çevreleyen kasların harekete geçirerek kişinin idrara çıkma ihtiyacının artmasına neden olmaktadır. Çok sıcak bir şey içtiğinizde bu içecek yemek borusundan geçerken kanala zarar verir.
Şeker pancarı içerisinde çok fazla şeker bulunmasından kaynaklı olarak fazla tüketilmesi zararlı olan bir besindir. Şeker pancarı az ve düzenli bir şekilde tüketildiğinde bir sorun yoktur ancak fazla tüketiminde bazı sorunlara yol açar.
Kan tahlilleri ise, glikozlu içeceğin vücuda girmesiyle birlikte kan şekeri ve insülinin beklenildiği gibi yükseldiğini göstermişti. Fruktozun beyin üzerinde bir başka olumsuz etkisi daha olduğu tahmin ediliyor: fruktoz, glikozdan çok daha tatlı olduğu için, kişiyi daha çok tüketmeye yöneltebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri