gavaş (Tekili: Gaşiye) Örtücü, örten.
sani / sâni / sânî / ثانى / ثَان۪ي
Herşeyi sanatlı yaratan Allah.
Şehir ve ev yıkıntısı, virane.
1 - مخالف ، ضد. 2 - خلاف اصول و قا عده ، نامتناسب . 3 - آشفته ، بی سامان . ağrıq(izah: xəstə.) çağmaz(izah: naxoş.)
Seyrek, ince, dakik şey.
İlgili 42 soru bulundu
zehab / zehâb / ذهاب
Gitmek.
(Çoğulu: Sünuhat) Çok düşünmeden akla ve kalbe gelen mânâ. Zuhur etmek. Vaki olmak.
NESÂYİH – NESÂİH – NASÂYİH – NASÂİH
( ﻧﺼﺎﺋﺢ– ﻧﺼﺎﻳﺢ) i. (Ar. naṣіḥat'ın çoğul şekli neṣā'iḥ) Nasîhatlar, öğütler: Şol nesâyih ki âb-ı zülâlden ahlâ ve asfâ idi (Lâmiî Çelebi'den). Sevdâ-zedelerin en müessir nesâyihı kös dinler gibi dinleyerek hiçbir kelimesine ehemmiyet vermeyeceklerini bilirdi (Hüseyin R.
sabih / sâbih
(Sabiha) Güzel, latif, şirin.
sakim / sakîm / sâkim / سقيم / سَق۪يمْ
Hasta, keyifsiz, sağlam olmayan.
Yapan, işleyen, ortaya çıkaran, meydana getiren
Allah'ın isimlerinden.
Sani kelimesi Türkçe'de "ikiye katlayan, ikinci" anlamına gelir. Arapça s̠ny kökünden gelen s̠ānī ثاني z "ikiye katlayan, ikinci" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça is̠nān إثنان z "iki" sözcüğü ile eş kökenlidir.
Daha çok kelâm âlimleri tarafından Allah veya hâlik ismi yerine kullanılan bir terim. Allah'ın isimleri için kullanılan bir tabir.
sıhhat / صحت / صِحَّتْ
Doğruluk. Sağlık.
hemşire / hemşîre / همشيره / هَمْش۪يرَه
Kız kardeş, bacı.
keyfe halük / keyfe hâlük.
ceyyid / جيد İyi, güzel, hoş.
Menzil kelimesinin ilk anlamı konaktır. Bunun dışında iki yer arasındaki mesafe için de menzil kelimesi kullanılır. 2- Yolcular çok yoruldukları için bir an önce menzile ulaşmak istiyorlardı.
“Asr-ı evvel”, ikindi namazının ilk vakti; “asr-ı sânî” ise ikindi namazının ikinci vakti demektir. İkindi namazının vakti, öğle namazının vaktinin sona ermesi ile başlar.
SEYYÂNEN. (ﺳﻴّﺎﻧﺎً) zf. (Ar. siyyān > seyyān'ın tenvinli şekli seyyānen) [Türkçe'de türetilmiştir] Eşit olarak, müsâvî şekilde: “Parayı seyyânen bölüştüler.”
Salise, saniyenin altmışta biri olan zaman birimi.
Senin adın ne? أنا (أيمي داير), ما اسمك؟
(ﺳﺎﻣﻌﻪ) i. (Ar. sāmi' “işiten”den sāmi'a) [Kuvve-i sâmia tamlamasından kısaltma yoluyle] İşitme gücü, duyma melekesi: Teşekkür ederim, havâdisi duymayan kulaklarıma sâmia bahşediyorsunuz, duydum (Abdülhak Hâmit).
Kısacası, öğleyi Asr-ı Evvel'de kılanın, ikindiyi Asr-ı Sânî'de kılması gerekir. İkindide olduğu gibi, yatsıda da iki vakit vardır. Buna İşâ-i Evvel ve İşâ-i Sânî denir. İşâ, yatsı demektir.
Demek oluyor ki ikindi namazını güneş ışınlarının sararmakta olduğu sıralara kadar geciktirmemeli yani kerahat vaktine bırakmamalıdır. Bu da güneşin batmasından yani akşam ezanı vaktinden 45-50 dk. önce başlayan zaman dilimine karşılık gelir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri