Kıymet kelimesine nisbet eki getirilerek türetilen kıyemî veya kıyemî mal tabiri ise bir hukuk terimi olarak “yerini aynı cinsten bir diğeri alamayacak kadar farklı olan ve bundan dolayı da alışverişlerde ferden tayin edilmesi gereken eşya, mislî olmayan eşya” anlamına gelmektedir.
İslam hukuk terminolojisinde mislî ve kıyemî ayrımı, malın sınıflandırılması içerisinde yer alan pek çok hükmün anlaşılmasında önemli rol oynayan ve üzerinde durulması gereken kavramlardandır. Kıyemî mal, çarşı pazarda benzeri bulunmayan mallar için kullanılırken mislî mal ise tam aksi için kullanılmaktadır.
Kıyemî Mal: Aynı ismi taşısa da tek tek bakıldığında, değeri genellikle birbirine emsal olmayan mallara kıyemî mal denir. Örneğin aynı büyüklükteki iki arsanın ya da iki evin değeri çoğunlukla birbirine eşit değildir. Aynı şekilde, hayvanlar, değerli taşlar da kıyemî mallardandır.
Mütekavvim mal kavramının yukarıda açıklanan hukukî ve teknik anlamının dışında ikinci bir kullanımı daha vardır. Buna göre mütekavvim terimi, bir malın ele alınan özel bir hukukî işlem bakımından bilfiil ihraz edilmiş olduğunu ifade eder. Meselâ balık gerçek anlamda bir mal yani mütekavvim bir maldır.
Öte yandan veznî mallar, miktarları piyasada ağırlık ölçüsüyle tartılarak belirlenen mallar olmakla birlikte bilhassa Hanefî mezhebinde hacim ölçüsüyle ölçülen, fakat miktarı ağırlık birimiyle ifade edilen mallar da veznî kabul edilmiştir.
İlgili 21 soru bulundu
Vezin Ne Anlama Gelir? Vezin'in birçok anlamı olduğu gibi en çok ölçü, tartı ve düzen manasına gelmektedir. Vezin daha çok edebiyatta şiirde kullanılan bir terimdir.
İslam hukuku fiziki varlığı olan bazı nesneler üzerinde mülkiyet kurulamayacağını kabul etmiştir. Üzerinde özel mülkiyet kurulup kurulamaması bakımından Hanefiler malları mütekavvim ve gayrimütekavvim mal olmak üzere iki kısma ayırmışlardır.
Sözlükte “rahim veya nesep bağıyla birbirine bağlı akrabalar” anlamındaki zevi'l-erhâm (tekili zü'r-rahim / zî-rahim) terkibi, İslâm miras hukukunda ashâb-ı ferâizle asabe gruplarına dahil olmayan kan hısımlarını ifade eder.
Tüketicinin geliri arttığında talebi azalan mallar ise fakir mal olarak adlandırılır. Patates, margarin gibi.
"Sahip olma, tasarruf hakkı, köle, esir" gibi anlamları olsa da, asıl manasıyla "rakabe", "beklemek, korumak, muhafaza etmek, murakabe, koruyuculuk, gözeticilik” demektir.
1. Pislik, murdarlık. 2. Dışkı: Yezîd'in mezârını buldu, sünüklerini çıkardı yaktı, mezârına neces doldurdu (Âşıkpaşazâde).
Gelirin artmasına bağlı olarak talebi düşen mallar ise düşük mallar (Giffen mallar veya fakir mallar) olarak adlandırılır. Örneğin geliri artan bir kişinin tereyağı talebi artarken margarin talebi düşecektir. Düşük mallar defolu veya ayıplı mallar değildir.
Tarifi: Ariyet, bir şeyin bir şahıs tarafından ücretsiz (bedava) olarak mu ayyen veya gayri muayyen bir zaman için kullanılmasına cevaz veren bir mukaveledir.
Tartı veya ölçü ile alınıp satılan aynı cins mallar (ribevî mallar); karşılıklı olarak mübadele edilirken, bunların eşit miktarda ve peşin olarak alınıp satılması gerekir. Aksi hâlde yapılan takas faizli işlem olur.
Mislî olmayan (kıyemî) mal ise piyasada benzeri bulunmayan, bulunsa bile, biri diğerinin yerini alamayacak derecede birimleri arasında fark bulunan maldır (md.146).
Namazda ayakta durmayı ifade eden fıkıh terimi.
Araba – benzin ilişkisi, tamamlayıcı mal örnekleri arasında en sık kullanılanlardan birisidir.
Dayanıksız mallar ise fayda sağladığında yok olan veya biten mallardır. Örnek vermek gerekirse mum, ekmek, şeker, yakıt vb. gibi mallar dayanıksız mallardır.
A- Kolayda Mallar: Tüketicilerin az çaba sarf ederek satın almaya niyetli oldukları, genelde diğer ürünlere göre daha sık satın alınan, göreli olarak daha düşük fiyatlara sahip ürün grubudur (Ekmek, çay, şeker, pirinç vb.).
İslam miras hukuku (feraiz), kişilerin öldükten sonra geriye bıraktıkları malların (tereke) paylaştırılmasını düzenleyen kurallar bütünüdür. Feraizin omurgası bizzat Kur'an ve sünnet ile oluşturulmuş, geri kalan detaylar ise icma ve içtihat tarafından tamamlanmıştır.
Mirasta ise, yarım, dörtte bir, sekizde bir ve üçte bir gibi, miktarı belirlenen hisse, sehim, pay demektir.
FERÂİZ. 1. Farîzalar, farz olan şeyler: “Ferâiz-i dîniyye.” 2. (İlm-i ferâiz'den kısaltma yoluyle) İslâm hukūkunda mîrastan ve mîrâsın vârislere intikal ve taksîminden bahseden ilim [Bu anlamda tekil gibi kullanılır].
Kişisel malları kısaca açıklayalım: Eşlerden birinin yalnızca kişisel kullanımına yarayan eşya o eşin kişisel malıdır. Giysiler, erkeğin traş makinası gibi tamamen bireysel kullanıma tahsisli eşyalar eşlerin her birinin kişisel malıdır. Evlilik tarihinden önce eşlerin sahip olduğu mallar eşlerin kişisel malıdır.
Hayatın devamı için tüketimi zorunlu olan gıda ve su gibi mallara zorunlu mallar; olmasa hayatın yine de devam edeceği, ama olursa hayatı daha zevkli ve renkli hale getirecek, eğlence ve ince zevklere hitap eden mallara lüks mallar; ömrü uzun, hemen bozulmayan mallara dayanıklı mallar; kısa sürede tüketilmedikleri ...
Ekonomide insanların ihtiyaç ve isteklerini gidermek için alınıp satılan somut araçlara mal veya emtia denir. Hizmetten farklı olan malların dağıtımı yapılabilir, mallar el değiştirebilir ve üreticiden tüketiciye aktarılabilir. Mallar, pazar türlerine göre tüketim ve endüstriyel mallar olarak sınıflandırılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri