Herkes Gibisin, Yaşamak Güzel Şey, Ben Senden Önce Ölmek İsterim, Seni Düşünmek, Mavi Liman, Piraye İçin, Ceviz Ağacı gibi şiirleriyle meşhur olan ünlü şair, insanlık sözleri ile de adını duyurmaktadır.
Cumhuriyet döneminde siyasi düşünceleriyle dikkat çeken Toplumcu Gerçekçiliğin bayrak ismi Nâzım Hikmet Ran (1902-1963), Türk şiirinde serbest şiir, Rus fütürizmi gibi modern şiir tekniklerini başarılı bir şekilde kullanmasıyla ve kendine has bir şiir oluşturmadaki yetkinliğiyle adından söz ettiren şairlerden biridir.
Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır.
Nâzım'ın “Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri” şiirinin yazılma macerası onun hakkında yazılan kitaplarda söz konusu edilmiş, üzerine kafa yorulmuş bir mevzudur. Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın yeğeni Mehmet Sadık Öke, Teyzem Latife kitabında bu şiirin Latife Hanım için yazıldığını iddia eder.
İlgili 45 soru bulundu
Eserlerini yazarken Fütürizm akımından örnek almıştır. Özellikle Rus şair Mayakovski'nin etkisi altında kalmıştır. Edebiyatımızda serbest ve toplumcu gerçekçi şiirlerin öncüsü olarak kabul edilmektedir. Böylelikle Nazım Hikmet hangi edebi akım insanı olduğu anlaşılmıştır.
Arkadaşı Vâlâ Nurettin de 56 lira maaşla aynı okulun Fransızca öğretmenliğine atanmıştır. Anne ve babasının ayrılmasından etkilendiği için öğretmenlikten istifa eden Nazım Hikmet, Bolu'dan ayrılarak Vâlâ Nurettin'le Trabzon ve Batum üzerinden Moskova'ya gitmiştir.
Can güvenliğinin tehdit altında olduğunu anlayan Nâzım Hikmet, gizlice yurt dışına çıkmaya karar verir. 17 Haziran 1951'de Bulgaristan'a gitmek üzere üvey kız kardeşi Melda Hanım'ın eşi Refik Erduran'ın kullandığı bir sürat motoruyla Karadeniz'e açılır, yolda rastladığı bir Rumen şilebiyle Romanya'ya gider, daha sonra ...
Özgentürk, Nazım Hikmet'in Kurtuluş Savaşı Destanı eserinin Türkiye'nin kurtuluş destanını anlatan en iyi metinlerden biri olduğunu belirterek, "Kadınlarımız" şiirinin de Türk kadınını çok iyi anlattığına inandığını ifade etti.
Edebiyatımızda serbest ve toplumcu gerçekçi şiirin öncüsü olan şair, başlangıçta ölçülü uyaklı şiirler yazsa da sonra serbest ölçüye geçiş yaptı ve edebiyatımızda serbest nazımın ilk uygulayıcısı oldu.
Nâzım Hikmet'in Münevver Andaç'a yazdığı mektuplar içerisinde yer alan ve daha önce hiç yayımlanmamış iki şiiri: “Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden” ve "D.O. ".
Hayatından pek çok kadın geçmiş Nazım'ın, pek çok kadınla birlikte olmuş ancak kimse bir Piraye olamamış onun gönlünde. Öyle ki bir mektubunda Piraye'ye 'Sen benim en yakın insanımsın. ' diyor Nazım.
Sitenin verilerine göre dünyada en çok okunan şiir, İsviçreli şair Hermann Hesse'nin “Stufen” şiiri olurken onu Orhan Veli'nin “Anlatamıyorum” şiiri takip etti.
Nazım Hikmet'in bu şiiri fütürizm etkisi ile yazılmıştır. Bilim ve teknolojideki ilerlemelerin yeniliği ve kalkınmayı beraberinde getirdiği görüşünde olan fütüristler icat, teknoloji, makine ve onların işlevselliğine büyük bir hayranlıkla yaklaşmışlardır.
Sosyalizm, onun yaşamının ve şiirinin temalarından biridir.
Nâzım Hikmet aynen Pir Sultan Abdal gibi bir dava adamı ve hayatı şiirle özdeşleşmiş bir ozandır. Nâzım; Bektaşi-Mevlevi aydınlarının olduğu Osmanlı aristokrat çevrede yetişmiştir. Bu nedenle de Alevi düşüncesiyle de bire bir ilişkisi vardır. Nazım'ın ataları Hıristiyan olan Gagavuz (Gök Oğuz) Türklerindendir.
1938'de “orduyu isyana teşvik” suçuyla tutuklanıp 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Nâzım Hikmet, 1950'de çıkarılan af yasasıyla yeniden serbest kalana dek geçen yaklaşık 13 yıl boyunca şiirini en üst düzeye çıkaran, dünya çapında tanınmasını sağlayan başyapıtlarını verdi.
Pasaportsuz olarak İstanbul'dan Romanya'ya oradan da Moskova'ya kaçan Nazım Hikmet, Doğu Bloku ülkeleriyle münasebeti ve bu noktada gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin/söylemlerin Türkiye'nin uluslararası itibarını zedeliyor olması gerekçesiyle 25 Temmuz 1951'de vatandaşlıktan çıkarılmıştır.
Bakanlar Kurulu, 25 Temmuz 1951 gün ve 3/13401 Sayılı Kararıyla, Nâzım Hikmet'i, komünist düşüncelere sahip olduğu ve bu amaçla Türkiye'deki hükümet biçimini ve hükümet edenleri eleştirmesi nedeniyle yurttaşlıktan çıkarılmasına karar vermiştir.
Nâzım Hikmet'e göre, babası Türk ve annesi ise Alman, Polonyalı, Gürcü, Çerkez ve Fransız kökenli idi. Babası Hikmet Bey, Çerkes Nâzım Paşa'nın oğludur. Annesi Ayşe Celile Hanım, 3/8 Çerkes, 2/8 Leh, 1/8 Sırp, 1/8 Alman, 1/8 Fransız (Huguenot) kökenliydi.
Dünyanın baskısı, Nazım'ın açlık grevinin de etkisiyle, iktidara yeni gelen DP'nin (yarım) affıyla 15 Temmuz 1950 günü cezaevinden çıktı. Çıktı ama 11 ay sonra askere çağrıldı; oysa Bahriye Mektebi'ni 1919'da bitirmiş, stajyer subay olarak göreve başlamış ancak zatülcenp hastalığı nedeniyle çürüğe çıkarılmıştı.
Nazım Hikmet Ran (1902-1963)'ın mezarlığı Moskova'daki Novodevichy Mezarlığı'ndadır. Rus aydınlar ve sanatçılara ait bu mezarlıkta Nazım Hikmet'in yanı sıra Gogol, Chekhov, Stanislavski, Bulgakov, Eisenstein, Prokofiev, Shostakovich, Mayakovsky ve Tolstoy'un da mezarları bulunmaktadır.
Mahkeme bunu çeşitli gerekçelerle 28 yıl 4 aya indirerek karara bağladı. 29 Aralık 1938'de, Askeri Yargıtay'dan gelen onay, son umutları da boşa çıkardı. 1 Eylül 1938'de İstanbul Tevkifhanesi'ne, şubat 1940'ta Çankırı Cezaevi'ne, aynı yıl aralık ayında da Bursa Cezaevi'ne gönderildi.
Aşkları ve aşık olduğu kadınlar için yazdığı şiirler ile akıllara kazınan Nazım Hikmet'in tek çocuğu var: Münevver Andaç ile evliliğinden olan oğlu Memed Nazım. Ancak eşlerinin ilk evliliklerinden olan ve Nazım Hikmet'in kendi çocuğu gibi sevdiği, davrandığı isimler de var.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri