Oysaki, Hâlbuki, Ne var ki” Bağlaçları “Ama, fakat, lâkin” aynı anlama gelen bağlaçlardır. “yalnız, ancak, oysa, oysaki, halbuki, ne var ki” bağlaçları da bunlara yakın anlamlıdır. Bu bağlaçlar genellikle aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi veya cümleyi birbirine bağlar.
CÜMLEYE KATTIĞI ANLAMLAR
Bu edatlar –den, -dan ayrılma hal ekiyle birlikte kullanılarak cümlede neden-sebep anlamı sağlarlar.
Ancak kelimesinin cümleye verdiği anlam : Bir cümle olumlu giderken olumsuza veya olumsuz giderken olumluya çevirirken arada kullanılan kelimedir. Her şey çok güzel gidiyordu ancak o gelene kadar. Seni severdim ancak bunu yapana kadar. Güzel birisi ancak kişiliği onu bitiriyor.
Ama cümleye olumsuz bir anlam katar. Fakat cümleye olumsuzluk anlamı katar.
Derslerime okadar çalıştım ne var ki başarılı olamadım. Ne var ki yağmurdan kaçarken doluya tutulduk. Ne var ki gözümden kaçmadı hareketlerin. Sen kimseye söylemiyorsun da ne var ki herkes senin ondan hoşlandığını biliyor.
İlgili 33 soru bulundu
Ne ve ne bağlaçları cümleye olumsuz anlam yüklediğinden, yüklem olumlu durumda kullanılır: İsmet ne armut ne de elma toplayabildi.
“Ki” Bağlacı
Cümleye “neden – sonuç, açıklama, şart, şaşma, o anda, pekiştirme” gibi çok çeşitli anlam ilgileri katar.
başında bulundukları cümleyi kendisinden önce gelen veya kendisinden sonra gelen cümle veya cümlelere çeşitli görevler ile bağlayan kelimelerdir. bunlardan "fakat" ifadesi taşıyanlar: fakat, lakin, ancak, yalnız, ama [gelgelelim, ne var ki, ne ki].
Durum anlamı katmak veya içinde bulunduğu duruma anlam katmak, bir kişinin veya bir şeyin, mevcut durumu, koşulları veya olayları daha iyi anlamamıza veya daha fazla anlam çıkarmamıza yardımcı olan bir unsuru eklemek veya vurgulamak anlamına gelir.
Tek başına anlamı olan ya da anlam taşımasa da cümlede anlam kazanan dil birimlerine sözcük (kelime) denir. Sözcükler varlıkların, durum ve olayların dildeki karşılıklarıdır. Asıl işlevi insanlar arasında anlaşmayı sağlamak olan dil, bu görevini ancak sözcükler aracılığıyla ger- çekleştirir.
Ek fiil cümleye “şart, küçümseme, gereklilik, terk edilmiş bir alışkanlık, kesinlik, başkasından duyma, ihtimal, gerçekleşmemiş niyet…” anlamları katar.
Cümlenin anlamında bir bozulma olmazsa bu sözcükler edattır diyebiliriz. veya fiilimsileri niteliyorsa zarf olarak görev yapar. “sadece” anlamını taşıdıkları takdirde edat olurlar. Bu edatlar cümlede -“amaç, maksat, koşul-şart, neden, özgüleme, görelik, karşılık, hakkında, gibilik” anlamlarını sağlarlar.
13 Zarf-fiiller cümleye şu anlamları katar: • Durum (Nasıl sorusuna cevap verir.): "Sorularıma kızarak cevap verdi." cümlesinde "kızarak" zarf-fiili cümleye durum anlamı katmıştır. Zaman (Ne zaman sorusuna cevap verir.) "Yemek pişince haber ver." cümlesinde "pişince" zarf-fiili cümleye zaman anlamı katmıştır.
Edatlarla kurulan zarf tümleçleri edat tümleci veya edatlı tümleç olarak da bilinir. Zarf tümleci cümlede yüklem ile bildirilen iş, oluş veya yargının zamanını, durumunu, miktarını, yönünü, koşulunu vs. bildiren öğedir.
Bağlaçlar tek başına anlamı olmayan ve cümlede “bağlama görevi” olan sözcüklerdir. Bağlama görevi yanında cümlede çeşitli anlam ilgileri de kurabilirler. Cümleden çıkarıldıklarında cümlenin anlamında bozulma olmaz; fakat daralma olabilir. Bağlaçlar kendinden önceki ve kendinden sonraki sözcüklerden ayrı yazılırlar.
Edatlar cümleden atıldığında cümle anlamsızlaşıyor ancak bağlaçlar cümleden çıkartıldığında cümlede en fazla daralsa da cümle anlamsızlaşmaz. Bir örnekle ifade etmemiz gerekirse, "Onun gibisi çıkmadı" cümlesinde 'gibisi' kelimesini çıkardığımda anlamda bir bozulma meydana geliyor. Dolayısıyla bu kelime bir edattır.
Tek başına kullanıldıklarında bir anlam ifade edemeyen fakat cümle içerisinde şekil ve anlam yönüyle bağlantılı cümleleri, aynı görevde kullanılan sözcük ve sözcük gruplarını birbirine bağlayan ve bunlar arasında anlam ilişkileri kurabilen nitelikteki sözcüklere “Bağlaç” denir.
“ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki” bağlaçları: “ama, fakat, lâkin” aynı anlamlı bağlaçlardır. “yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki” de bunlara yakın bağlaçlardır.
Yüklemleri ve özneleri ortak olan cümleleri birbirine bağlar: Ne yediğimden bir şey anlıyorum ne de içtiğimden. Doğum günü kutlamama ne Ayşe ne Mehmet ne Ali geldi. 2. Yüklemleri ve özneleri farklı olan cümleleri birbirine bağlar: Ne ben gittim ne o geldi.
Bağlaç olan ki ayrı yazılır: bilmem ki, demek ki, kaldı ki vb. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. Birkaç örnekte ki bağlacı kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki. Bu örneklerden çünkü sözünde ek aynı zamanda küçük ünlü uyumuna uymuştur.
Ne ile bağlanan özne veya cümlelerden önceki fiiller aşağıda gösterilen durumlarda olumsuz kullanılırlar: a) Fiil, ne ile bağlanan özne veya cümlelerden önce gelirse: Gelmediler ne annem ne babam. b) ne'li cümlenin fiili şartlı olursa: Sen ne yaz ne kış dinlemezsen çabuk çökersin.
Bağlaçlar bir “sözcük” olduklarından ayrı yazılırlar. “Ne … ne” bağlacı da hâliyle ayrı yazılmalıdır: Örnek: Dönüş yolunda ne bir tanıdığa rastladık ne de yabancıya.
ne bağlacının geçtiği tümcelerde yüklem olumlu olur genel doğrusunun yanında yüklemi olumsuz olan tümceler de bulunmaktadır. - Ne bağlacı ayrı eylemlere, ayrı tümcelere gelirse: Onu ne gördüm, ne tanıdım. Ne sel bastı, ne deprem oldu.
Cümlede Zarf-fiili (fiilimsi) bulmak için cümleye; nasıl, ne kadar, ne zaman ve nereye gibi sorular sorulabilir. Bugün çok uyudum cümlesine sorulan 'ne kadar?' sorusu zarf fiili vermektedir. 'Çok' sözcüğü bu cümlede miktar zarfı görevinde kullanılmıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri