Halk arasında "unmak" şeklinde de kullanılan onmak, iyileşmek demektir. Tedavisi olmayan hastalıklar için "onulmaz yara" tabiri kullanılır. Edebi eserlerde ve halk masallarında, aşk, "onulmaz dert" olarak nitelendirilir. Kelimenin sıfat hali ongundur.
Eski Türkçe sözcüklerden biri olan onulmaz, ''onmak'' fiilinden türetilmiştir. Onmak, iyileşmek, eski sağlığına kavuşmak anlamına gelirken, onulmaz, iyileşmez, şifa bulmaz demektir. Bu kelime cümle içerisinde sıfat olarak kullanılır.
El yarası onulur, dil yarası onulmaz Atasözünün Anlamı: Bu atasözü, fiziksel yaraların zamanla iyileşebileceğini ancak sözlerle verilen zararın, özellikle de kötü sözlerle verilen yaraların kolay kolay unutulmayacağını ve izlerini bırakacağını ifade eder.
Hicran kelimesi, çok özlenen bir kişiye kavuşamamaktan dolayı hissedilen keder demektir. Edebi eserlerde bu kelime genellikle vuslat sözcüğüyle birlikte kullanılır. Hicran, ayrılık anlamına gelirken vuslat, kavuşmak ve özlem gidermek demektir. Aşık edebiyatında da en çok kullanılan kelimelerden biri hicrandır.
Eski yüzyıllarda, özellikle şaman toplumlarda topladığı şifalı otlardan ilaç yapan kişilere otacı denirdi. En meşhur otacıların başında, ölüme çare bulduğuna inanılan Lokman Hekim gelir.
İlgili 23 soru bulundu
kullanılan tamu ve cehennem kelimeleri sonradan yerini sadece cehennem kelimesine bırakmıştır. Tamu ise daha çok ağız özelliği gösteren bir kelime olarak kalmıştır. Her iki kelime de genelde “ceza”, “azap”, “sıkıntı” ve “derin çukur” anlamları ile birlikte metinlerde kullanılmıştır.
Toygun: Kurultaya katılma hakkı bulunan kişilere “Toygun” adı verilmektedir. Toy: Kağan tarafından düzenlenen yemekli toplantılar ve eğlenceler “Toy” olarak adlandırılmıştır.
Ellam kelimesi galiba anlamına gelmektedir. Malatya, Sivas ve Kayseri gibi şehirler de yaygın olarak cümlelerin sonunda ellam kelimesinin kullanımına rastlanır. Herhalde ve galiba anlamlarına gelen kelime tabi ki manasında da kullanılabilmektedir.
Sıkıntı, üzüntü anlamına gelir. Cümle içinde kullanımı: Her mihnet kabulüm yeter ki gün eksilmesin penceremden.
"Vahdet" ismi, Arapça kökenli bir isim olup, birlik ve bütünlük anlamlarını taşır. Arapçada "vahdet" kelimesi, teklik, bir olma, bölünmez bütünlük anlamına gelir.
Sıyrık (veya abrazyon), derinin üst katmanının (epidermis) soyulduğu yüzeyel bir yaradır. Genelde kaba yüzeylere kayıp düşme sonucu oluşur. Delik, kesici-delici veya delici aletler ile meydâna getirilen yaralardır.
Bir yara tedaviye rağmen 4-6 hafta içinde iyileşmiyorsa kronik yara ismini alır. Altta yatan hastalıklar; diyabet, damar tıkanıklığı, yatak bası yaralarıdır. Eşlik eden faktörler ise obezite,sigara kullanımı,genel durum bozukluğu,ileri yaş, kanser, kullanılan bazı ilaçlardır.
kapatılmazsa enfeksiyon, doku neminin kaybolması (kuruluk) ve yeterli immün yanıt oluşmaması yara iyileşmesini uzatır. Cilt bütünlüğü bozulmamıştır. Ezilme, burkulma, eklem veya kas içi hematom oluşması vb. şeklinde görülür.
Atasözü [1] Çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu bulunur. Çaresi bulunamayan tek şey ölümdür.
herhangi bir aksiyon sonucu olmasi kesin olan.
Çaresizlik duygusu, bireylerde bazen korkuyla birlikte de görülmektedir. Bir şey yapamayan, acizlik içinde kalan bireyler, bununla birlikte korkmaya da başlar. Ölüm korkusu, kişilerin bu dünyada bir şeyler yapmasına engel teşkil eden en önemli hususlardandır.
Kelime Anlamı: Müphem kelimesi, anlaşılması zor, belirsiz veya açık olmayan bir şeyi ifade eder. Genellikle net olmayan veya anlamı belirsiz olan bir konuyu tanımlamak için kullanılır. Kökeni: "Müphem" kelimesi Arapça kökenlidir.
Zelil olmak demek hor görülmek ve aşağılanmak anlamına gelmektedir. Bu söz kalıbı genellikle kişilerin hor görüldüğü ve aşağılandığı durumlarda dile getirilir.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan Mühlet kelimesi, 13. yüzyılda literatüre girdi. Bu sözcük önceden sadece borçlulara ödeme yapmaları için verilen süre anlamında kullanılırdı. Günümüzde zaman ve süreç manasında da kullanılan mühlet birçok tamlamanın içinde de yer alır.
"Zahir" ismi, Arapça kökenli bir isim olup "parlak", "göz alıcı" ve "açıkça görünen" anlamlarına gelir.
arapçadan dilimize geçen "allem" sözcüğü "bildirdi, öğretti", "kallem" ise "konuştu" demekmiş. yani "allem etti kallem etti" sözü, "ikna amaçlı konuşarak istediğini kabul ettirdi, her yola başvurup amacına ulaştı" demek.
Yalım kelimesinin sözlük anlamı alevdir. Kelime mecazen makam, mevki, saygınlık ve itibar anlamında da kullanılır. Örneğin yalımı düşük deyimi, toplum tarafından saygı gösterilmeyen, itibarsız manasına gelir.
Kenğeş, İslam öncesi Türk devletlerinde toy ya da kurultay denilen toplantılarda iç ve dış konuların tartışılmasına ve toplantılara verilen isimdir. kenğeş كنكش" işlerde danışma, görüşme, düşünme, müşavere".
Bitikçi, İslamiyet'ten önceki dönemlerde Türkler'de Hakan'ın baş yazmanıdır. Bu kişiye başka devletler ve topluluklarla ilişkilerin düzenlenmesi görevi de verilmiştir. Bitikçi, İslâmiyet sonrası da vardır. Hatta Osmanlı Devleti'nde Cumhuriyet'e kadar Bitikçi, vali yardımcısı anlamına geliyordu.
Eski Türklerde şad, devlet yönetiminde yabgudan sonra gelen rütbedir. Göktürk Yazıtları'nda geçen şadapıt (şadlar) ifadesi ise bu unvanın çoğuludur. Karahanlılar, şad terimi yerine "ilig han" kelimesini kullanmışlardır. Kimi zaman şad unvanına çeşitli eklentiler yapılarak yeni unvanlar oluşturulmuştur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri