Spinoza'nıın monist metafiziğinde, nedensellik çerçevesinde, töz, Tanrı veya Doğa dediği şeydir. Spinoza'ya göre töz, kendi kendisine yeten ve kendisi kendi varoluşunun nedeni olmalıdır. Töz, çok olamaz, tektir. Spinoza'nın tözü başka bir şey tarafından meydana getirilemez.
Töz, felsefi anlamda evrenin varoluşunu açıklamaya çalışan felsefelerin ilk öğe olarak düşündükleri varlık, öz, değişen şeylerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavrama verilen isimdir.
1-(Genel felsefi anlamıyla) Felsefede, var olanların temelinde yatan/bulunan dayanak konumundaki gerçekliği ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Batı ve İslam felsefesinde töz (cevher), başka bir varlığa ihtiyaç duyan ilineğin (araz) tersine kendi kendini idâme ettiren varlıktır.
Tinsel bir varlık olan ruh töz idesi, zihnimizde, düşünme, anlama, isteme, bilme gibi basit idelerin bileşimi sonucu oluşmuştur. Ruh töz idesinin özellikleri düşünme, hareket ettirme gücü ve özgürlüktür. Madde töz idesi ise duyusuz, algısız, düşünemeyen ve kendiliğinden hareketi olmayan bir tözdür.
Descartes'e göre madde ve zihin ya da ruh ve beden, birbirinden farklı, ancak aynı anda var olan iki tözdür. Ruhun ana niteliği düşünmek iken, bedenin esas niteliği yer kaplamaktır. Yani beden veya madde yer kaplar, fakat düşünemez; ruh ise düşünebilir fakat yer kaplayamaz.
İlgili 43 soru bulundu
Töz, bugünkü Türk lehçelerinde “asıl, kök, menşe” demektir.
Spinoza Tanrı'yı töz olarak tanımladığına göre Tanrı da zorunlu olarak varolmalıdır. Dolayısıyla Tanrı varolduğuna göre ve onun varlığı diğer bir şeyin varlığını engellemektedir ve Varolan tek şey Tanrı'dır. Sonsuz niteliklere sahip olan töz/ Tanrı, zorunlu olarak vardır.
Onun felsefesinde töz bazen ontolojik, bazen epistemolojik, bazen de mantıki bir ilke- dir. Aristoteles'te genel olarak töz, şeyi şey yapan şey olarak her şeyin temelin- de bulunan, başka her şeyin kendilerine yüklenebildiği veya kendilerinde mevcut olan nesnelerdir.
“1. Tözler, ontolojik anlamda temel olarak tanımlanır. Tözler diğer her şeyin kendisinden yapıldığı veya metafiziksel olarak sürdürüldüğü şeylerdir. 2.
Töz, nitelik ve görünüm
Bizim ya da başka bireysel şeylerin varoluşlarının açıklanması kendimiz dışındaki başka bir şeye dayanır; hepimiz kutsal ve mutlak bir tözün görünümleriyizdir. Bu anlamda Tanrı bir töz'dür, yani kendinde bir nedenle ve zorunlu olarak Tanrı (causa sui) vardır.
Spinoza, modern felsefenin en önemli filozoflarından biridir. Onun felsefi sistemlerinin kapsamı, derinliği ve özgünlüğü nedeniyle... Spinoza'nın monist metafiziği, determinizme olan inancı ve Tanrı'yı doğayla özdeşleştirmesi, modern felsefenin önemli kavramlarını şekillendirmiştir.
Spinoza'nın insan ruhunu, etkinlik için bedene bağlama nedeni, felsefesindeki zorunluluk kabulüdür. Zorunluluk kabulü, bedenle bir arada olan ruhun, belirlenmiş olduğu düşüncesinin nedenidir. Ruh, belirlenmiş olduğu için, bedenin etkilenimlerini algılamaya zorunludur.
Spinoza'nın baştaki öncüllerinden şu sonuç çıkmaktadır: Yalnızca bir tek töz vardır; bu töz bağımsız, değişmez, sonsuz, nedeni kendinde ve zorunlu olarak ve ebediyen var olması gerekendir. Tanrı, var olan her şeyi kapsayan bir varlıktır, o olmaksızın hiçbir şey var olamaz ve tasarlanamaz.
Spinoza için Tanrı doğadır, doğa da Tanrı'dır. Spinoza'nın tanrı inancı bir nevî panteizmdir. Aforoz edilmesinin ardından Spinoza, kendini son derece onurlu ve münzevî bir hayat sürmeye adadı.
Spinoza tözü, var olmak için kendisinden başka hiçbir şeye gereksinim duymayan şey olarak tanımlar ve bu tanım üzerinden tek bir töze ulaşır: Tanrı-Doğa (deus sive natura). Spinoza'ya göre doğada Tanrı'dan başka kendi kendine var olabilen ve sonlu olmayan bir şey yoktur. “Ben Spinoza'nın tanrısına inanıyorum.”
Tinsel bir varlık olan ruh töz idesi, zihnimizde, düşünme, anlama, isteme, bilme gibi basitidelerin bileşimi sonucu oluşmuştur. Ruh töz idesinin özellikleri düşünme, hareket ettirme gücü ve özgürlüktür.
Değişen durumlara karşı olarak değişmeyen gerçekliği ve kendi kendine var olmayı ifade eden bir felsefe kavramına töz adı verilmektedir. Yani kısaca bir özne vasıtası ile var olmayan, bağımsızca kendisi olarak olan demektir. Felsefede birbiri ile çelişen durumlarda bulunmaktadır.
Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır.
Descartes'e göre, özleri bakımından birbirinden ayrı olan iki töz bulunmaktadır. Bunlar, düşünce yani ruh ve madde yani beden olarak nitelenmektedir. Ruhun niteliği düşünmesi, maddenin niteliği yer kaplamaktadır. Madde düşünmezdir ve ruh da yer kaplamaz.
Tikel, bireysel varlıklar devinirler, büyür ya da küçülürler ve nitelikçe değişirler. Ancak bu nitelikçe değişim ya da başkalaşım, nesnenin kökten değişimini etkilerse tözsel bir değişim söz konusu olur.
Varolmak için kendisinden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan töz -ister Tanrı diyelim ister Doğa- başlangıç nedenidir ve nedensel olarak bütün varoluşun ya da başka bir deyişle varoluşsal bütünlüğün tüm belirlenimlerinin ilksel kaynağıdır.
Var olan her şeyin beden ve ruh olmak üzere birbirinden tamamen farklı, birbirine indirgenemez iki tözden yapılmış olduğunu savunan bu görüşe 'Düalizm' denir.
Spinoza, varlık anlayışının temeline biricik ve sonsuz töz olarak kabul ettiği Tanrı'yı yerleştirmiştir. Tanrı ile Doğa'yı özdeşleştirmiş ve dolayısıyla Doğa'da varolan hiçbirşeyin Tanrı olmaksızın varolamayacağını ifade etmiştir.
Descartes sıklıkla, yaklaşımı Batı felsefesinin gidişatını derinden değiştiren ve modernite için temel oluşturan düşünür olan modern Batı felsefesinin babası olarak anılır.
Varlık ideadır
Varlığın idea halinde olduğunu savunan idealizm, nesnelerin ve gerçeklik alanının düşünceye bağlı olarak geliştiğini öne sürmektedir. Platon, gerçekliği idealar dünyası ve görüntüler dünyası olarak ikiye ayırmış, varlığın özünün idealar dünyasında olduğunu savunmuştur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri