Örf ve adet hukukuna gelenek hukuku da denilmektedir. Gelenek (örf ve adet) hukuku yazılı değildir.
Yazısız kurallar: Toplumun yaşayış tarzından elde edilen verilerle ortaya çıkmış kurallardır. Bu kurallar din, örf, adet, ahlak, görenek ve gelenekler şeklinde kurallardan etkilenerek ortaya çıkan kurallardır.
Yazılı normların yaptırım gücü yüksektir. Yazısız normlar ise resmi olmayan normlardır. Toplum içerisindeki genelgeçer kurallar bütünü olarak da bilinir. Yazısız normların başlıca çeşitleri: töre, örf, adet, gelenek, görenek ve ahlaktır.
Yazılı kuralların ihlali sonucunda bir yaptırım söz konusu olur. Bu yazılı kuralların yanı sıra bir de yine toplumsal hayatı düzenleyen ancak yazılı olmayan kurallar vardır. Bunlara da görgü kuralları ya da ahlak kuralları denir.
Medeni hukukun ikinci asli kaynağı olan örf ve âdet hukuku, hukuken bağlayıcı olup, bunlara uyulması zorunlu sayılan yazılı olmayan hukuk kurallarıdır.
İlgili 36 soru bulundu
Yazılı Olmayan Kaynaklar (Örf ve Adet Hukuku)
Hukukun yazılı olmayan kaynağı örf ve adet kurallarından ibarettir. Bir davranış şeklinin örf ve adet hukuku kuralı haline gelebilmesi için; “süreklilik”, “zorunluluk inancı” ve “devlet desteği” olmak üzere üç unsurun gerçekleşmesi gerekir.
Eski Türkler'de “töre” daha çok devletin kuruluş düzeni ve işleyişi ile ilgili kuralları ifade etmekte ise de, Türkler aile yaşantısı açısından da bu kavramı kullanmışlardır. Bu manada töre “görenek” demektir. Çalışmamızda “töre” kavramı “Devlet Töresi” anlamında ele alınmıştır.
Cevap: toplumca kınanma gibi bir cezası vardır.
3. Ahlak kurallarının yaptırımı toplum tarafından ayıplanma, kınanma gibi manevi bir yaptırımdır. Hukuk kurallarının yaptırımı devlet gücüyle uygulanan maddi bir yaptırımdır. 4. Ahlak kuralları yazılı değildir.
Yazılı kurallar hayatın belli alanına müdahale ederken yazısız kurallar hayatın bütününe müdahale eder. Yazısız kurallar herkesi kapsarken, yazılı kurallar kapsamaz. Zaten, hukukçulara göre bireyler yazılı kuralların dışında hürdür.
Bunlara “yazılı hukuk” kuralları (mevzuat) denir. Yazılı hukuk kuralları arasında güçlülük ve geçerlilik dereceleri ile soyutluk dereceleri bakımından bir sıralama yapılır. Bu sıralamada en üstte, en güçlü, geçerli ve soyut hukuk kuralı olan Anayasa vardır.
Yazılı olmayan asıl kaynaklar ise örf ve adet hukuku kuralları ve hukukun genel ilkelerinden ibarettir.
Toplumun gelenek ve görenekleri, örf ve adetleri de yazılı olmayan kuralların içine dahildir.
- Hukuk kuralları yazılı kurallardır, ahlak kuralları ise yazılı olmayan kurallardır.
Cevap: Verilen bir sözü tutmak yazılı olmayan bir kuraldır.
Yanlıştır. Çünkü sadece sözlü kurallar geçerli değildir sözlü kuralların yanında yazılı kurallar da önemlidir. Ve her iki kurala uymak görevimizdir.
Okula gitmek yazılı bir kuraldır.
Yazılı kurallar ve yazısız kurallar toplumdaki düzeni korumaya yönelik olan kurallardır. Yazılı kuralları denildiği zaman ilk başta aklımıza anayasa sonra kanunlar, daha sonra kanunların uygulanmasına yönelik yönetmelikler ve yönergeler gelmektedir.
Yazılı olmayan kurallara uymadığımız zaman ..........................., kınama, dışlama gibi yaptırımlarla karşılaşırız.
“Yazısız kurallara uymayanlara ceza verilmez Ancak bu kurallara uymayanlar toplum tarafından dışlama, ayıplama, istenmeyen kişi durumuna düşürülme gibi yollarla cezalandırılabilir.”
Vergi hukukunun belge (yazılılık) esasına dayanması sebebiyle gerçek ve tüzel kişilerin vergilendirme ile ilgili yapmış oldukları işlemlerle alakalı olarak Vergi Usul Kanunu'nun belirlemiş olduğu kural ve esaslar çerçevesinde belge düzenlemeleri veya belge almaları zorunludur.
Yazısız (Resmi Olmayan) Normlar: Bireyler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinden doğan töre, adet, gelenek, görenekler, din kuralları, görgü kuralları gibi yazılı olmayan normlardır.
Örf - adet kuralları da insan davranışını düzenleyen kurallardır. İçinde yaşanılan sosyal çevre tarafından uzun süreden beri tekrarlanarak konulan, insan davranışını düzenleyen ve uyarma, kınama, dışlama, linç gibi değişik müeyyideleri olan emir ve yasaklardır. Bunlardan bir kısmı hukukun kaynağı olarak da sayılırlar.
Töre; bir toplumda yazılı olmayan, gelenekleşmiş kanun ve kurallar. Özellikle halk ağzında hukuk veya mahkeme anlamlarında da kullanılır. Töre sözcüğü Eski Türkçede türetilmek, yaratılmak ve düzenlenmek anlamlarına gelen törü- fiilinden gelir.
Türklerde töre kanun mânâsına gelmekle birlikte, onunla sınırlı değildir. Çünkü yazılmış kanunlarla, yazılmamış teamüller de törenin içindedir. Hattâ, hukukî töreden başka dinî, ve ahlâkî töreler de vardır. Dolayısıyla, Türk töresi, eski Türklere atalarından kalan bütün kaidelerin toplamı demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri