Kıvrılan yaş çay yaprağının hücre öz suyunda bulunan kimyasal bileşiklerin oksidaz enziminin tesiri ile biyolojik değişikliğe uğrayarak siyah çayda istenen renk, burukluk, parlaklık, koku ve aromanın oluşması olayıdır.
Siyah çayın yaprakları geçtiği fermantasyon sonucunda hücre öz suyundaki kimyasal maddelerin oksidasyon sebebiyle değişikliğe uğrar. Bu değişiklik siyah çayın aroması, kokusu ve rengi dahil demlenmeden önceki halini almasını sağlar.
Bir tutam çayı soğuk suyun içine atın. Eğer sahte çay ise suyun içerisine attığınız çay sararır ve renk değiştirirse o çay boya veriyordur. İlk dakikada hemen boya vermesi o çayın kalitesiz olduğunu gösterir. Eğer suyun rengi yavaş bir şekilde 15-20 dakikada sarıya dönüyorsa bu çay kaliteli ve boyasız demektir.
Çay milattan önce 2737 yılında Büyük Çin imparatoru Shen Nung tarafından keşfedildi. Bu keşif tesadüfen olsa da çok uzun yıllardır özellikle Çin'de çok fazla tüketilmektedir. Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatılırken çalılıklardan birkaç yaprak kaynayan suyun içine düşer.
“Yeşil çay, taze çay yapraklarının ısıl işlem, kıvırma ve kurutulmasıyla üretilmekte iken siyah çay üretiminde soldurma, kıvırma, oksidasyon ve kurutma yöntemleri uygulanmaktadır. Beyaz çay ise, çay bitkisinin sadece tomurcuklarının ve genç yapraklarının kullanılması yönüyle diğer çaylardan ayrılmaktadır.”
İlgili 22 soru bulundu
Böylece Matcha, halihazırda 1000 yıldır Japon Budistlerce bilinen ve meditasyon öncesi konsantrasyonu güçlendirmek, bedeni arındırmaya yardımcı olmak ve saf enerji almak için içilen bir tür yeşil çaydır denebilir. Japonlar'ın çaya olan saygı ve minnetlerini sundukları geleneksel çay seramonilerinin de baştacıdır.
Beyaz çay bu üç çay arasında en az işlenenidir. Bundan dolayı yüksek miktarda antioksidan içermektedir. Yeşil çay yüksek oranda kateşin ve diğer polifenolik bileşenler içermektedir. Beyaz çay ise çaylar arasında bu bileşenleri en yüksek oranda bulundurmakta ve kanserle mücadelede daha güçlü etkilere sahiptir.
Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra 'Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin' diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.
Dünya çay tüketiminde Çin yüzde 36'lık oranla 1,8 milyon ton tüketimle lider ancak yıllık kişi başı tüketimi 0,75 kilogramdır. Yılık kişi başı çay tüketiminde Türkiye 3,5 kilogramla birinci sırada yer alıyor.
Dünyada ilk defa Çin ve Hindistan'da yetiştirilmeye başlanan çay, tropikal bölgelerde ve iklim bakımından bol yağışlı ve sıcak alanlarda yetişmektedir. Bitkinin normal gelişebilmesi için yıllık toplam yağışın 2000 mm'den az olmaması ve aylara göre yağış dağılımının düzenli olması gerekmektedir.
1- Ahmad Tea Extra Special Siyah Çay
En kaliteli çay yapraklarını toplayan Ahmad Tea'nin özellikle bu Extra Special Çayı dünyada da haklı bir üne sahip. Özellikle gurbette yaşayan Türklerin de ilk sıradaki tercihi oluyor. Teneke kutusunu açar açmaz doğal bergamot kokusu da insanı cezbediyor.
Ziraat Mühendisi Osman Baykal, çaydaki boya maddesinin basit bir deneyle ortaya çıkarılacağını belirterek, "Bir bardak soğuk suya bir tutam kuru çay koyuyoruz. Kaliteli çayın hemen suya renk vermemesi gerekiyor. Eğer kuru çay suya temas ettiğinde anında renk vermeye başlıyorsa. Bu çayda boya vardır" dedi.
Çayın kalitesi verdiği keyfi belirler. Ofiste çay keyfinizi riske atmamak için kaliteli markalardan şaşmamanız gerekir. Çaykur Filiz , Tiryaki , Rize Turist , Doğuş Filiz ve Karadeniz, Doğadan Geleneksel Karadeniz ya da Karali Tiryaki Çay hem kalite hem de standart olarak en iyi ürünlerdir.
Çay günün herhangi bir saatinde içilebilecek, tatmin edici bir içecektir. Çay Türklerin özellikle sabah kahvaltılarında vazgeçilmezdir. Çay içerken aşırıya kaçılmaması gerekiyor. Günde 3 veya 4 bardak idealdir.
Ek olarak siyah çay, zararlı maddeleri öldüren ve sindirim sisteminin iç yüzeyini onarmaya yardımcı olan bağırsak bakterilerini ve bağışıklığı arttıran antimikrobiyal özellikler içerir. Siyah çay üzerinde yapılan çalışmalardan çıkan diğer bir ilginç sonuç ise inme riskini azalttığıdır.
O zaman zarar yerine fayda sağlar. Siyah çayın koyu, şekerli ve sürekli tüketiminin verdiği zararları sayarsak ilk olarak sinir yaptığı söylenebilir. Sinir sistemine ciddi zararlar veren çay ellerin titremesine de sebep olur. Siyah çay kansızlığa sebep olduğu gibi vücuttaki idrar birikimini fazlalaştırır.
Bir kaynağa göre, çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin'in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur.
Tıpkı bizim kültürümüzde olduğu gibi Alman mutfağında da kahvaltıda çay veya kahve gibi sıcak içeceklere yer verme alışkanlığı var. Ancak Almanlar çoğunlukla kahveyi tercih ediyor.
Yunanistan'da hem siyah hem de bitki çayı oldukça yaygın. Hatta evlerde kendi harmanlarını yapan anneanneler de mevcut.
Çay içmeyen adama güvenemeyiz çünkü buralardan ve bu toprakların kadim içecek kültüründen fersah fersah uzaklaşmış bir adam bizi tedirgin eder. Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız.
Dünya çay tüketiminde Çin yüzde 36'lık oranla 1.8 milyon ton tüketimle lider ancak yıllık kişi başı tüketimi 0.75 kilogramdır. Yılık kişi başı tüketimde Türkiye 3.5 kilogramla birinci sırada yer alıyor.
Çay içen ilk Türk; 12. yy'da yaşamış olan Hoca Ahmet Yesevi'dir. İçtiği sıcak çayın ardından söylediği “Hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar” sözü günümüze kadar ulaşmıştır.
Böbrek sorunu, kalp sorunu, mide rahatsızlığı ya da karaciğer rahatsızlığı olan kişilerin yeşil çay tüketmemeleri gerekir. Yeşil çayın fazlası tansiyonun düşmesine sebep olacağından sağlıklı bir bireyin de gün içinde en fazla 2 fincan yeşil çay içmeleri önerilir.
Beyaz çay günlük sıvı ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynamaktadır. Bu çayı sade olarak içmeniz önerilmektedir. Bir o kadar sağlıklı oluşuyla ve lezzeti ile bu beyaz çayı limon ekleyerek de tüketebilirsiniz.
İçerdiği C vitamini bağışıklığı güçlendirir, hastalıklara karşı kalkan görevi görür. Polifenollerden zengin olan yeşil çayda bulunan fenolik bileşikler, yine antioksidan kapasitesini artırarak bağışıklığı güçlendirir. Yeşil çay ayrıca niasin, riboflavin, folik asit, potasyum, magnezyum ve flor da içerir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri