(ﺷﻜﺮﻳﻦ) sıf. (Fars. şekker ve -іn ekiyle şekkerіn) Şeker gibi tatlı, şekerli.
(ﺷﺪﻳﺪﻩ) i. (Ar. şedіd “şiddetli, güç, sert”den şedіde) Büyük sıkıntı, belâ.
ŞEHVAR – ŞAHVAR
( ﺷﺎﻫﻮﺍﺭ– ﺷﻬﻮﺍﺭ) i. (Fars. şāh > şeh ve -vār ekiyle şāh-vār > şeh-vār) Şahlara lâyık olan iri tâneli inci: Tezellül ile dökme âb-ı rûyun izzet istersen / Misâl-i gevher-i şâhvâr kadr ü kıymet istersen (Fıtnat Hanım).
(سَ سَ) (ق مر.) تمام ، همه .
(ﺷﺎﻗﻮﻟﻰ) sıf. (Ar. şāḳūl ve nispet eki і ile şāḳūlі) geo. Yer çekimi doğrultusunda olan, düşey: Karabibik, fidan dallarından bir tanesini sol eline aldı; ortasından avuçladı; sol kolunu uzatıp dalı şâkulî bir vaziyette tuttu (Nâbîzâde Nâzım).
İlgili 17 soru bulundu
شاشقین - şaşkın
شاشقین بیله مه ین. سرمم. الیق.
(اِ.)1 - حساب . 2 - حد، اندازه . 3 - عدد. 4 - نمره .
Serdar (Osmanlı Türkçesi ;سردار " Sardar " dan) Osmanlı İmparatorluğu'nda askeri bir rütbe ve Karadağ ve Sırbistan'da asil bir rütbeydi . Serdarlar özellikle Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında görev yapmıştır. Toprakların güvenliğinden sorumluydular. Örneğin, Yakup Ağa babası kim Barbaros gelen Yenice .
Şiyar isminin anlamı: Farkında olan, uyanık. Ş harfi ile başlayan isimler için isim rehberimizi ziyaret edebilirsiniz.
Kadın cinsel organlarının hem vajina (iç) ve hem de vulva (dış) bölümlerini aynı anda ifade eder. Petek kelimesinin betek -> bıtık -> pıtık şeklinde farklılaşmasıyla oluşmuştur.
ASVAT – ESVAT
(ﺍﺻﻮﺍﺕ) i. (Ar. ṣavt'ın çoğul şekli aṣvāt) Sesler, sadâlar: Asvâtımızı hezâr dinler (Cenap Şahâbeddin).
Şiveler, bir dilin belli bir tarihte ayrılmış kollarıdır, genellikle ağız ile karıştırılır ama ağız, dilin aynı ülke içindeki varyasyonlarıdır. Şive ise farklı ülkeler gibi birbirinden daha izole yerlerde oluşan ve evrilen konuşma biçimidir.
Şaheser ya da başyapıt, bir şâirin, bir yazarın ya da bir sanatçının en mühim eseridir.
şukūh) Ululuk, azamet, haşmet: Bu çemen gül-sitân-ı devletidir / Berg ü şâhı şükûh u şevketidir (Nâbî).
(ﺳﻜﻨﺎﺕ) i. (Ar. sekne'nin çoğul şekli sekenāt) [Tekil gibi kullanılır] Durma, duruş, hareket etmeme, kımıldanmama: Hatta kârbânın nakîbi oldur ki leyl ü nehar kāfilenin umûr u mesâlihinde ve hareket ü sekenâtında (…)
Arapça dilinden Türkçeye geçen sakıt kelimesi, düşük anlamına gelmektedir. Özellikle Osmanlıca kelimelere ilgisi olanlar, sakıt kelimesini bolca kullanmaktadır.
Jiyan isminin anlamı: Yaşam, hayat. J harfi ile başlayan isimler için isim rehberimizi ziyaret edebilirsiniz.
Rojda "Roj" ve "da" kelimelerinden oluşturulmuş kürtçe kökenli kız çocukları için kullanılan bir addır. Roj "güneş", da "danin" fiilinin kök hali ve "vermek" anlamına gelmektedir.
"Şeriyye" sözcüğü din işleri, "Evkaf" ise vakıflar anlamına gelmektedir. Osmanlı'da din hizmetleri ile ilgilenen Şeyhülislam makamı ile vakıf malları ile ilgilenen Evkaf-ı Hümâyun Nezâretinin hizmetleri 2 Mayıs 1920 tarihli TBMM kararı ile yeni kurulan Şeriyye ve Evkaf Vekaleti ile devam etmiştir.
Sarîh - صریح
(منتهی الارب). خالص. (دستورالاخوان). محض.
Osmanlı Devleti'nde 1826-1908 yılları arasında kullanılan ve bugünkü Millî Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı görevine denk düşen unvan. "Baş" anlamındaki Farsça sözcük "ser" ile, Arapça "asker" sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşturulan bu sözcük, "askerlerin başı, başasker" anlamına gelmektedir.
(سَ حّ) [ ع . ] (ص .) افسونگر، جادوگر.
Canlılarda içten ve dıştan gelen uyarıları almayı mümkün kılan ruhî güç. Akılla kavranabilen, düşünülür olan varlık ya da kavram anlamında felsefe terimi.
(Osmanlı Dönemi) (şevk. den) Arzu ve iştiyak gösteren, fazla istekli.
Müstahsen - مستحسن
نموده. (غیاث) (آنندراج) (اقرب الموارد).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri