Bu kelime birçok kalıplaşmış ifade ve deyimde de kullanılır. Örneğin ziyanı yok, mühim değil anlamına gelir. Ziyan zebil olmak ise bir şeyin boş yere harcanması demektir.
Eylem. yersiz, boş yere harcamak. zarara uğramak.
ziyan - Nişanyan Sözlük. Farsça ve Orta Farsça ziyān زیان “zarar” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Avestaca zyā-, zinā- “zarar vermek” fiili ile eş kökenlidir. (NOT: Bu fiil Sanskritçe cyāni ज्यानि “hasar, kayıp, zarar” sözcüğü ile eş kökenlidir.)
boşuna, boş yere harcanmak.
Akıllara ziyan TDK sözlük anlamı şu şekildedir: ünlem Akla zarar.
İlgili 22 soru bulundu
Akıllara seza TDK sözlük anlamı şu şekildedir: ünlem Akla zarar.
"Akıl (logos, epistêmê, intellectus, intelligentia, ratio, entendement, understanding) geniş kapsamıyla kösnüllüğün karşısındaki zekâ olan düşünme gücüdür. Daha dar bir kapsamdaysa akıl, anlayış karşısında ruhun bir bütün olarak anlama, (doğru) kavrama (soyutlama) hükme varma kapasitesidir.
Türk Dil kurumuna göre zembil kelimesinin sözlük anlamı hasırdan örülmüş kulplu torba olarak kabul edilmektedir. Zembil kelimesinin diğer anlamı ise eşyaları veya gıdaları taşımak amacıyla kullanılan kenarlarında kulpları bulunan sepet veya küfe anlamına gelmektedir.
Zelil olmak demek hor görülmek ve aşağılanmak anlamına gelmektedir. Bu söz kalıbı genellikle kişilerin hor görüldüğü ve aşağılandığı durumlarda dile getirilir.
Kökeni: "Zibillik" kelimesi Türkçeye yerel bir ağızdan geçmiş bir kelimedir ve kökeni Arapça veya başka bir dile dayanmaz. Anlamı: "Zibillik" kelimesi, genellikle düzensiz ve karmaşık bir şekilde bir araya getirilmiş eşyalar veya malzemeler anlamına gelir.
[1] Yemeği beğenmeyen ya da kendisine yemek verilmek istemeyen kimse için azarlamak, kargışlamak/lanet okumak amacıyla söylenen bir söz.
Zararlı ya da zehirli, sıkıntılı şey anlamına gelen zıkkım kelimesi, Arapçada yer alan “zakkum” kelimesinin günümüzdeki karşılığını ifade eder.
ziraat - Nişanyan Sözlük. Arapça zrˁ kökünden gelen zirāˁa(t) زراعة “1. ekin ekme, tohum saçma, 2. çiftçilik” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça zaraˁa زرع “ekin ekti, tohum attı” fiilinin fiˁāla(t) vezninde masdarıdır.
Bu kelime birçok kalıplaşmış ifade ve deyimde de kullanılır. Örneğin ziyanı yok, mühim değil anlamına gelir. Ziyan zebil olmak ise bir şeyin boş yere harcanması demektir.
Ziyanın eş anlamlısı olan kelimeler: Hüsran. Muhatara. Zarar.
Hasar ile aynı kökten türetilmiş olan hüsran sözcüğü dilimize Arapçadan geçmiştir. Bir işin beklenildiği gibi sonuçlanmamasından dolayı kişinin hissettiği acıya hüsran denir. Hüsran kelimesinin yan anlamı ise zarardır. Bu kelime Kuran'ı Kerimdeki birçok ayette de geçer.
Dinî görevlerini yerine getiren, nefsini terbiye edip dinî hayatta her türlü fedakârlığa katlanan ve çeşitli kerametler gösterdiğine inanılan kimselere kilise tarafından verilen unvan.
Böylece ilahî emirlere aykırı, ilâhî yasaklara karşı duygusuz olan ve onlarla yani Rabbanî haramlarla ünsiyet içinde bir yaşantı benimseyen kimseler cemiyet içinde rezil olur, zelil olur.
Zillet kelimesi ise boyun eğmek, zayıf olmak, hor ve hakir olmak gibi manalara gelmektedir.
Zebil sözcüğü TDK'ya göre zayıf, yoksul ve perişan anlamlarına sahip olan bir kelimedir.
Zebellah kelimesinin iri yarı, uzun ve biçimsiz insanları ifade etmek için kullanıldığını söylemek mümkün olmaktadır. Zebellah gibi olmak kelimesi ise vücut özellikleri bakımından oldukça iri olan ve şekilsiz bir vücut görünüşü olan kişileri ifade etmek için kullanılmaktadır.
[l ince] (ﻋﺠﻮﻝ) sıf. ve i. (Ar. 'acele “çabuk olmak”tan 'acūl) Çok aceleci, tez canlı, telâşçı, sabırsız (kimse): Esrâr içinde küçük, acul / İki üç lem'a… (Tevfik Fikret).
Öz. İbn Sînâ felsefesinde faal akıl, Zorunlu Varlık ve ayrık akıllardan oluşan ay üstü âlemin son aklıdır. Sudur sürecinde son akıl olması sebebiyle aynı zamanda oluş ve bozuluşa tabi olan ay altı âlemin aklı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu âlemde çeşitli tasarruflara sahip bir konumda bulunmaktadır.
2. Bilkuvve Akıl: Kindî (1950b: 353-358; 2006b: 177) 'nin akıl teori- sindeki ikinci akıl, insan nefsinin edilgin bir gücü olan ve işlevini ancak sü- rekli fiil halinde bulunan ilk aklın etkisiyle yerine getirebilen güç halindeki bilkuvve akıldır.
“Müstefad akıl” varlığa ait formların maddeden soyutlanarak bilgi şeklinde tam teşekkül etmiş halidir. Yukarıdan beri görüldüğü gibi insan nefsinin sahip olduğu akıl gücü, faal aklın yardımı olmaksızın hiçbir şekilde kendiliğinden bilgi üretemez.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri