Hozan TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim,halk ağzında Dinlenmeye bırakılmış, birkaç yıl işlenmemiş tarla.
hozan : rize ve çevresinde, "ot olmayan yer" anlamına gelen bir kelime. kürtçe ozan anlamına geldiği için bilumum müzisyenin ön adı olarak görülebilecek isim. kürtçe'de xwe zan ( kendini bilmek) kökünden gelir. her önüne gelen kendini bilmezin kullanması ile ayaklar altına alınmış bi kavramdır.
sıf. ve i. (Erm. ḫozan) halk ağzı. 1. Birkaç yıl işlenmemiş, dinlenmeye bırakılmış (tarla).
"Zebunu olmak" deyimi, Arapça kökenli bir kelime olan "zeban" kelimesinden türemiştir ve eski zamanlarda bir kişinin başka bir kişiye hizmet etmesi anlamına gelen "hizmetkâr" veya "uşak" anlamına gelir.
Varlığından ya da gerçekliğinden tam olarak emin olunamayan şeyler için güman kelimesi kullanılır.
İlgili 29 soru bulundu
güman - Nişanyan Sözlük. Farsça gumān گمان “olumsuz şüphe, zan” sözcüğünden alıntıdır.
Savaşta yapılan çarpışmalardan her biri. Güçlü tartışma.
Şehzade, padişah oğullarına ve onların erkek çocuklarına verilen unvandır.
Zelil olmak demek hor görülmek ve aşağılanmak anlamına gelmektedir. Bu söz kalıbı genellikle kişilerin hor görüldüğü ve aşağılandığı durumlarda dile getirilir.
Güçten düşmüş, eli ayağı tutmayan kişiler için kullanılan sıfat niteliğinde bir tanımlamadır.
Hozan kelimesinin TDK sözlüğe göre 1 farklı anlamı vardır. Hozan kelimesinin kökeni Türkçe dilidir.
"Akoz Etmek" ifadesi, Türkçede bir kişinin başkasını kandırmak, aldatmak veya yanıltmak anlamına gelir.
hayır - İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım.
Yöresel Kelimeler Arasında Olan Zaar Kelimesinin Anlamı Nedir? Zaar kelimesinin anlamı elbette ya da kuşkusuzdur. Günümüzde en çok karşılığı olan kelime kuşkusuz ve elbette kelimesidir. Bu nedenle zaar kelimesi yerine artık daha çok elbette ve kuşkusuz zarfları kullanılmakta.
Zillet kelimesi Kur'ân'da farklı anlamlara gelecek şekillerde geçmektedir. Bazı yerlerde boyun eğmek, bir şeyin emrine verilmek, bazı yerlerde mütevazı olmak, bazı yerlerde ise izzetin zıddı olan hor ve hakir olma manasında ifade edilmiştir.
Nefsi fâni, zelil, zalim, cahil ve cimri olarak bilmek Allah'ı bâki, aziz, âdil, alîm ve cömert olarak tanımak anlamına gelir. Allah'ı rab olarak bilmenin şartı nefsi kul olarak tanımaktır. Öte yandan adalet, ilim, merhamet ve cömertlik gibi sıfatlar Allah ile insan arasında ortaktır.
(Zulme uğrayana gücü yeterken yardım etmeyeni, Allah kıyamette herkesin gözü önünde zelil eder.) [İ. Ahmed] (Gücü yeten, fitne çıkarmadan zulme mani olmalı, mazluma yardım etmeli.) (Bir Müslümanın gıybeti yapılır da, gücü yeterken ona yardım etmeyeni Allah dünya ve ahirette zelil kılar.)
Bu yüzyılın en önemli özelliklerinden biri veliaht şehzadelik statüsüdür. Ekberiyet sisteminde tahta en büyük şehzadenin geçmesi esas alındığından en yaşlı şehzade, veliaht şehzade kabul edilmiştir.
Şehzadeler, ilk dönemlerde ileri gelen yerli aile kızları ve yabancı hanedanların kızlarıyla evlenirlerken, XVI. yüzyıldan itibaren cariye kökenlilerle evlenmeye başladılar. Kafes sisteminde şehzadelerin evlenme ve çocuk sahibi olmaları yasaklandığından bir şehzade ancak tahta çıktıktan sonra evlenebilmekteydi.
Osmanlı şehzadesinin eğitimi henüz kundakta başlardı:
Doğan şehzadeye bir süt anne bulunur ve haremin en zeki ve tecrübeli cariyelerinden biri dadı olarak seçilirdi. Bebek bir yaşında sütten kesilince şehzade eğitmeni lala atanırdı. Bu lala onun her şeyinden sorumlu olurdu.
Mugan ya da Mugan Ovası, Hazar Denizi'nin batısında ve Aras Nehri'nin güneyinde yer alan ova. Mugan Ovası'nın bir kısmı günümüzde İran'ın kuzeybatısında ve Azerbaycan'ın da güneydoğusunda yer almaktadır.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan Mühlet kelimesi, 13. yüzyılda literatüre girdi. Bu sözcük önceden sadece borçlulara ödeme yapmaları için verilen süre anlamında kullanılırdı. Günümüzde zaman ve süreç manasında da kullanılan mühlet birçok tamlamanın içinde de yer alır.
Türkiye Türklerinde, genel olarak atlarda dört temel yürüyüş vardır. Bunlardan biri de rahvan yürüyüştür. Rahvan, atın tek ayak koşma stiline verilen addır. Atın aynı taraftaki ayaklarının birlikte hareket ettiği, binicisini sarsmayan, yürüme ile koşma arasında bir koşu şeklidir.
Galoş (Fransızca: galoche), özellikle temiz tutulması gereken yerlerde özel bölümlere girerken ayakkabı üzerine geçirilen ince ve şeffaf korumalık veya tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı.
gidi - Nişanyan Sözlük. Farsça gīdī گیدی “deyyus, karısının iffetsizliğine göz yuman kimse” sözcüğünden alıntıdır. Gitmek fiiliyle ilişkisi yoktur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri