Namaz Kılındığı Esnada Ezan Okunursa Ne Olur? Bir vaktin namazı kılınırken diğer vaktin ezanı okunur ise alimlere göre o namaz kaza mahiyetinde olmaktadır. Namaza kalındığı yerden devam edilmesi önerilmektedir.
Bu anlamda namaz kılmak için ezanın bitmesini beklemek en doğru olanıdır. Bu nedenle ezan sırasında namaz kılınmaması gerektiği bilinmektedir. Fakat ezan okunduğu an vakit girmiş sayılır. Bu nedenle ezan okunurken kılınan namaz da kabul olunur.
İkindi vakti girdiğinde ise eğer öğle namazının sünnetine başlanmamışsa kazaya bırakılmış sayılmaktadır.
Namazların kılınma vakitleri ise vaktin girmesiyle başlar, öbür vaktin girmesiyle biter. Bu iki vakit arası namazlarımızı kılabiliriz.
İmam Ebû Yûsuf ve Muhammed son oturuşta teşehhüd miktarı oturulmuşsa namazın bozulmayacağını ifade etmişlerdir. (Kâsânî, Bedâi, I, 124) Diğer mezhepler bu konudaki bazı hadislere (Buhârî, Mevâkît, 27) dayanarak namaz kılarken vaktin çıkmasının o namazı bozmayacağını belirtmişlerdir.
İlgili 23 soru bulundu
Hata ile veya unutarak yanlış okunması hâlinde ise; a. Yanlışlık kelimelerin harekelerinde ise manada bir değişiklik olsa da namaz bozulmaz. b. Yanlışlık durak yerlerinde yapılırsa; yani durulacak yerde geçilip geçilecek yerde durulursa, manasında değişiklik olup olmadığına bakılmaksızın namaz bozulmaz.
Değerli kardeşimiz, İkindi vaktinin girmesine beş dakika kalaya kadar öğle namazını geciktirmek hoş değise de bu vakitte öğle namazı kılınabilir ve kazaya kalmadan hemen kılınmalıdır.
Diğer namazlar sesli kılındığı halde öğle ve ikindi namazları neden sessiz kılınmaktadır? Bu iki namazın sessiz kılınmasının asıl delili Allah Resulünün (s.a.a) sünnetidir. Zira Resulullah (s.a.a) namazlarını bu şekilde kılmıştır. Allah Teala'da Onu (s.a.a) bizlere bir örnek tayin etmiştir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Farz namaz, bir günde iki kere kılınamaz.” (Dârekutnî, es-Sünen, II, 285; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 206) Bir vaktin namazı iki kere kılınamayacağına göre, ikinci kere kılınan namaz nafile olacaktır.
Çünkü kamil bir vakitte vacip olan bir ibadet, nakıs olan (keraheti bulunan) bir vakitte kaza edilemez. Kerahet vakti ise ibadetlerin noksanlığına sebebdir. Güneşin doğuşuna rastlayan her hangi bir namaz ise bozulmuş olur. Bunun için bir kimse daha ikindi namazını kılmakta iken güneş batsa namazı bozulmaz.
Alimlerin hemen hemen uzlaştıkları bir diğer konu da hiç değilse sabah ve öğle namazlarının sünnetinin terk edilmemesi gerektiğidir. Kuvvetli sünnet tabir edilen bu sünnetler sabah namazından önce kılınan 2 rekatlık sünnet, öğle veya cuma namazından önce kılınan 4 rekat namaz, öğle namazından sonra 2 rekat sünnettir.
Peygamber öğle namazının sünnetlerini hiç terk etmemiştir. Öğle namazlarından önce ve sonra kıldığı namazların genellikle kendi evinde kılmıştır. Hz. Muhammed öğle namazının farzından önce 4 rekat ve öğle namazından sonra da 4 rekat olmak üzere sünnetleri kılmıştır.
Öğle namazının sünnetleri sünnet-i müekkededir
Hz. Peygamber (asm) "sünnetimi terkeden şefaatime nail olamaz" buyurmuştur. Buna göre sünnet-i müekkedeleri terketmek harama yakındır ve Hz. Peygamberin şefaatinden mahrum kalma neticesini doğurur.
Hz. Peygamber'in (s.a.s.) çorapsız olarak namaz kıldırdığı kaynaklarımızda sabittir (Ebû Dâvûd, Salât, 89 [653]; İbn Mâce, İkâmetü's-salavât, 66 [1038]). Bu sebeple çorapsız olarak namaz kılmakta bir beis yoktur.
Namazları birleştirerek kılacak kişi, bu namazları peş peşe ve sırasına göre kılar; iki farz arasındaki sünnetleri kılmaz, başka bir şeyle meşgul olmaz. Öğle ile ikindinin farzları, öğle veya ikindi vaktinde; akşam ile yatsının farzları, akşam veya yatsı vaktinde peş peşe, ara vermeden kılınır.
İkinci kerahat vakti, istiva vakti de denilen güneşin göğün tepe noktasında olduğu andır. Bu an da yaklaşık olarak öğle namazı vaktinden önceki 10 dakikalık zaman dilimi içerisinde yer aldığından bu zaman dilimi içerisinde namaz kılmak mekruhtur.
' 'Bir vakit namazın farzını kaçırmak zina yapmaktan daha büyük günahtır, adam öldürmekten de büyük günahtır. Şirklikten sonra namazın terkinden azam günah yoktur' diyor ulema ittifak ile.
Onlar, kalplerin ve gözlerin dehşete düşeceği günden korkarlar.” (en-Nûr, 24/37). Unutmak ve uyuyakalmak gibi meşru bir mazeret olmaksızın namazı kazaya bırakmak büyük günahtır. Bununla birlikte hangi şekilde olursa olsun vaktinde kılınmayan namazların mutlaka kaza edilmesi gerekir.
Güneşin doğmasından yükselmesine kadar olan zaman diliminde, güneş tam tepe noktasındayken ve güneşin batma zamanında namaz kılmak hadislerde yasaklanmıştır. Bu vakitlere kerâhet vakitleri denilir.
İmama uyan bir kimse Fâtiha okuyabilir mi? Hanefî mezhebine göre cemaatle namaz kılarken, imama uyan kimse Fâtiha'yı ve ardından okunan âyet veya sûreyi imam ile birlikte okumaz. İmama uyan kimseden, namazda Kur'an okuma yükümlülüğü tamamen düşer (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 170-171).
- Bu durum farz veya sünnet ve nafile namazlar için aynı mıdır? Değerli kardeşimiz, Namazda tekbir ve tesbihleri sesli okumak, namazı bozmaz.
Tek başına namaz kılarken öğle ve ikindi namazları ile gündüz kılınan sünnet namazlarda gizli okumak yani kendisi işitebilecek derecede diliyle telaffuz etmek, namazın vaciplerindendir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 2/81).
Öğlen namaz vaktinin girmesi ile ikindi namazı arasındaki vakitte kılınabilir. İkindi namazı gelinceye kadar öğlen namazı kılınabilir.
Öğle Kerahat Vakti
Öğle namazına 45 dakika kalmasıdır. Kısacası güneşin tam tepe noktasında olduğu zaman dilimine denk gelen vakit öğle kerahat vaktidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı takviminde asr-ı evvel uygulaması esas alınmaktadır. İkindi namazının son vakti güneşin batışından hemen öncedir. Ancak mazeret yoksa bu ana kadar geciktirmemek gerekir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri